Cebelitarık gibiydi bu sevda, kilit vurulmuştu sevgililerin vuslatına...
Farklı hikayelerin aynı noktada kesiştiği bir roman... Tutku, Endülüs ve Aşkın romanı...
Kitaba başladığımda iki farklı hayat hikayesi okumaya başladım. Konu nereye bağlanacak diye merakla bekledim. Bir yandan Endülüs de, Bora'nın namı diğer Deli Gitar'ın, flemenko dansçı sevgilisi Carletta'yı esir alan Lorenzo'nun elinden kurtarmaya çalışırken başlayan hikayenin, bir kavuşmanın değil de sevdasına kilit vurulmuş sevgililerin vuslatının hikayesini yazmaya başlamış. Bir yandan da Türkiye de yazar olan Serdar'ın kırkından sonra hayallerini gerçekleştirmek uğruna işini gücünü bırakıp sadece kitap yazma sevdasına kaptırması. Serdar farkinda olmadan karısıyla arasına soğukluk giriyor ve evliliğin temelleri sarsılıyor, karısı Serdar'ı terkedip gidiyor. Çok sonralari karısınin kendini terketmeden önce çok fazla değiştiğini fark ediyor, hayatında başka birinin olduğunu düşünüyor. Ama gel görelim gerçekler çok başka...
Birgün Serdar'ın yolu bir kitapçıya düşüyor ve asıl olay ondan sonra başlıyor. Kitapçı Deli Gitar Bora'dır. Serdar ile Bora tanıştıktan sonra ikisi de birbirlerine başından geçenleri anlatıyor. Ve Bora yarım kalan hikayesini tamamlamak, Carletta'yı ve kırmızı kaplı anı defterini bulması için Serdar' ı Endülüs'e gönderiyor. Orada Serdar'ı Habbab karşılıyor. Carletta'yı bulmak istediğini söylüyor ama Habbab ona ne olduğunu bilmiyor tek bilen kişi kızı Gitana. Herşeyi anlatması için Gitana ile Serdar buluşuyor. Buluşuyor buluşmasına ama ilk görüşte birbirlerinden etkileniyorlar. Serdar bir yanda karısı Ayten'i düşünüyor onu çok sevdiğini ama karısının onu aldattığına dair şüpheleri içini kemiriyor. Serdar Gitana'dan öğrenmesi gerekenleri öğreniyor. Serdar'a bı telefon geliyor ve karısının durumunun kötü olduğu haberini alıyor apar topar gitmek için hazırlanıyor. Giderken Gitana, Serdar'a dönerse bekleyeceğini söylüyor. Serdar Türkiye'ye dönünce hemen karısının yanına gidiyor ve karısının kanser olduğunu, onu ölmeden önce terkederse ölümünü daha kolay kabullenebilceğini düşündüğü için terkettiğini söylüyor... Ve Serdar karısını bir kez daha çok sevdiğini anlıyor..
"Dünyayı tümüyle aradıktan sonra, mutluluğun kendi öz yuvanda olduğunu öğreneceksin..."
Serdar kırmızı kaplı anı defterini Bora'ya teslim eder. Ve Carletta'nın öldürüldüğünü de söyler...
Bora defteri açıp okuduğunda kendi yazdıklarından sonra Carletta'nın yazdıklarını da okur. Ve hüzünlü son...
Roman da aşkın, tutkunun yanında Endülüs tarihiyle ilgili, flemenko müziği, dansı ve kadınlarıyla ilgili bilgilere de yer verilmiş.
Güzel, insanı bunaltmayan, akıcı bir roman...
Flamenko Kadınları
Selçuk Alkan
#okurkitap.com
#okurkitaplığı
··
128 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.