Gönderi

Dulles, Sovyet yöneticilerine Macaristan'ın ya da herhangi bir uydularının Amerika'yı bir askeri müttefik olarak ilgilendirmediğini söylettirdi. Bunun anlamı şuydu: Macaristan sizin meselenizdir, biz burnumuzu sokmak iste­miyoruz. Kruşçev rahatlamıştı ama bu rahatlatıcı davranış asilerde Amerikan silahlarının ele geçirildiğinden bahseden Sovyet propagandasını engellememişti. Aynı fırsatı değer­lendiren Bohlen kendi adına konuşarak Kruşçev'e Stalin'in Doğu Avrupa üzerinde katı bir denetim uygulamakla muaz­zam bir hata yaptığını hatırlattı. Roosevelt ve Churchill'in tavsiyelerini dinleseymiş ve bu ülkelere Finlandiya'ya yapıl­dığı gibi davransaymış daha iyi olurmuş. Kruşçev "Belki de haklısınız" dedi ve ekledi: "Bütün hata­larına rağmen Stalin akıllı adamdı hatta dô.hiydi."Ve bitir­mek için, bütün zorluklara, bütün can sıkıcılıklara rağmen Sovyet hükümetinin siyasetini değiştirmeyeceğini ve liberal­leşmeyi sürdüreceğini sözlerine ekledi. Kruşçev'in gözünde Macar İhtilali, Tito ve Mao Zedong ile birlikte Doğu bloku ülkelerinde uygulamaya koymaya aşağı yukarı karar verdikleri reformlar yolunda bir kazadan başka bir şey değildi. Mareşal Jukov için mesele basitti: ''Ayaklan­ma," diyordu, "ihtilal karşıtı bir darbedir, belki de meşru sa­yılabilecek bir memnuniyetsizliğin suçlular tarafından istis­marıdır." Dönemin Fransız Dışişleri Bakanı Christian Pineau bize John Poster Dulles, kurtuluş doktrini (rollback) ile, Doğu bloku ülkelerini cesaretlendirmekle hata yaptı, çünkü, ger­çekte ABD onlar için ne bir şey yapabilirdi ne de yapmak isti­yordu" dedi. Fransa ve lngiltere'ye gelince, onların da Avru­pa'ya karşı ABD'ninkinden farklı bir politikaları yoktu. Zaten ayaklanma patladığında iki ülke Süveyş harekatı hazırlıkları­na kendilerini kaptırmışlardı. Macarlara göre, Süveyş olayı siyasi ve ahlaki bir felaketti. Siyasi felaketti çünkü, belli bir zaman sürecinde ABD'yi Sov­yetler Birliği'nin objektif dostu gibi göstererek Batı'daki de­rin bölünmüşlüğü dünyanın önüne serdi ve aynı zamanda heyecanlı biçimde Batı yanlısı olan bir halkın isyanını Ba­tı'nın pek önemsemediğini gösterdi. Ahlaki felaketti çünkü, Süveyş, Sovyetlere, ordusu gerçek bir halk ayaklanmasını ezmeye hazırlandığı sırada halkların bağımsızlığının ve ba­rışın koruyucusuymuş gibi yüksek sesle konuşmasına imkan sağladı. Zaten Christian Pineau "Kremlin'in emredici tavırla manevra yapması sayesinde, Sovyetler Birliği neredeyse her konuda kazanıyordu. Port Said başarısızlığının sorumlulu­ğunu Amerikalıların üzerine atarak At/antik Paktı 'na kesin darbe indirmeyi başarmıştı. Ayrıca, övünülecek tarafı olma­yan Budapeşte harekatını dünya kamuoyu nezdinde ikinci sıraya atmıştı." diyerek gerçeği itiraf etmişti. Süveyş ve Macaristan birbirine karışmıştı. Ruslar Eden' a atom bombası atmakla tehdit ettikleri telgrafı gönderdiğin­de, İngilizler çok endişeliydiler. Pineau bana: "itiraf ediyo­rum ki ben, Sovyetlerin Macaristan'la işlerini yüklenmek ni­yetinde olduklarına inanmıyordum . . .. Tehditlerini blöf kabul ettim. Bilahare, Kruşçev alışılmış kaba doğru sözlülüğüyle be­nim fikrimi onayladı: Notamızı, dedi, Arapları bizim lehimi­ze etkilemek için gönderdik. Bizi ilgilendiren, Amerikalıların Süveyş meselesinde çuvallaması ve dolayısıyla At/antik Pak­tı'nı bölme/eriydi." Nihayetinde Amerika'nın davranışı uzun vadede Fransa'nın NATO'dan ayrılması sonucunu doğurdu. Fransız bakana yaptığı tekliflerin şahit olduğu aynı açık yüreklilikle Kruşçev, Macar dramının çözümünün (2 Kasım) arefesinde Brio'daki evine yaptığı ani ziyarette Mareşal Ti­to'ya da açıldı. Süveyş meselesi, Sovyet yöneticilerin fazla sevgi duymadığı Macaristan'ın kaderini belirlemek için el­verişli şartları yaratıyordu. Ayrıca Tito'ya Macaristan'ın Batı­lılarla birlik olup iki kez Rusya'ya karşı savaştığını hatırlattı ve Sovyet ordusunun "Rusya'ya karşı yeniden Batılı ülkeler safında yer almak istemesinden hoşlanmadığını" ısrarla be­lirtti. 1956 sonbaharındaki Sovyet-Yugoslav görüşmelerinin ayrıntılı bir raporunu borçlu olduğumuz Yugoslavya'nın eski Moskova Büyükelçisi Miçunoviç "Kruşçev bize açıkça Sovyet
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.