Vebal, Vakar kitabının devam kitabı. Sina; başına aldığı kurşundan dolayı uzun süre komada kalır. Kendisine geldiği zaman başındaki kurşunla yaşaması gerektiğini öğrenir. Hayatının tamamen değişmesi için ilk olarak Sina'yı değil, artık diğer ismini Turna'yı kullanmakla başlar. Babasına olan öfkesi daha da katlanarak devam eder. İstanbul'a dönerken, Havaalanında Yusuf ile telefonlarını karışır. Hayat bir döngü. Kader ağlarını yavaş yavaş örüyor. Sina ile Yusuf'ta yıllar sonra karşılaşırlar. Ama ikisi de hatırlayamayacakları kadar küçüktü ve tanıyamazlar birbirlerini. Mardin, İstanbul, Ankara üçgeninde süren, yalanlar, eksik söylenen sözler, bazen korumak, bazen nefreti körüklemek için söylenenler... Yusuf kimdi? Turna ile ne bağlantısı vardı? Diyar ile Devran cephesinde neler yaşandı? İlk kitap Vebal kadar severek ve acaba ne olacak merakıyla okudum Vebal kitabını da. Yazarımızın anlatımı, konuları birbirine bağlaması o kadar güzel ki! Ne yazsa okurum dediğim yazarlar arasında yerini alıyor. Kaleminiz daim, yolunuz açık, okurunuz bol olsun. "Bak kızım. İnsanın kaderini sevmesi zordur. İsyan var işin ucunda, Sen önce yazan kalemi sev. Çünkü her şeyden evvel kalem yaratıldı. Bir şeyin anlamını bilmeden sevemezsin ki." Bir uçurumun kenarına kadar geldiğimizde aklımıza ilk gelen ne olur? Oraya hangi duygularla geldiğimiz mi yoksa arkamızdan ilk kimin iteceği mi? "Bir hikaye nasıl başlar? Ya da nasıl başlamalı? Güzel başlayan her hikaye, başladığı gibi mutlu sona ulaşır mı? Peki, kötü başlayan hikayeler..." "...... Sizin bu yolculuğa çıkmaya cesaretiniz var mı? O çetin vadilerden sabırla geçerken, ölüp ölüp dirilmeye yüreğiniz var mı?" Yıllardır boyunlara asılan veballerin, alınan ahların, girilen günahların itiraf edilme vakti gelmemiş miydi? "Seni gönlünden azat edenin, göğüs kafesinde gönüllü esir olma çocuk." "Umduğuna ermek istiyorsan, umuduna sıkı sıkıya sarıl kızım. Çünkü sonuna, ancak ve ancak en iyi bildiğin yoldan varırsın."

Vebal: Aşk-ı KafesMelis Pınaryolu · Karina Yayınevi · 20237 okunma

·

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Güler Düzgün