Gönderi

“…Benim adım Şefika… Şefika… Şefika… Anamınki Refika… Refika… Refika… Babamınki Tayyar… Tayyar… Tayyar… Yaklaşma ha salar… Hurma dalı… Aktı balı… yarın salı… deli karı… çıkar dilini… salla belini… A… deli deli tepeli, eski hamam küpeli… Âlemin aklını mezada çıkarmışlar da yine herkes kendininkini beğenip almış… Akılcığımı kimseninkine değişmem vallah… Bana deli diyenlerin dilerim Allah’tan tepeleri delinsin. Ne haddine hele deli değilim de… Kıllarını say emriyle hemen koca pöstekiyi önüne korlar… sonra seksen muamma sorarlar… Bir hünsa varmış Kâh erkekliği galip gelirmiş kâh kadınlığı… Bu hünsanın bir tarafı erkekle öbür tarafı kadınla evlenmiş… bu erkek kadın birbirine ne düşüyorlarmış? Elinin körü… yeme beni… yerim seni… çörekotu, çömlek götü… manda… kuğu… küt… pat… geber yat… aman etme darılırım… gıdıklama bayılırım… Dayanamam… sarılırım…” Bu saçmaları duyunca bütün bütün korktum. Entarim, beyaz saçlarım çözüktü. Büsbütün dağıttım. Perilerin gazaplarını sakinleştirmek için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. Bunları etrafıma serptim. Böyle tehlikeli anlarda korkuyu def için bana öğretmiş oldukları “Turukuşiye” duasını o manasızlık ve uzunluğuna rağmen okumaya başladım. Bu işittiklerim bir hakikat miydi? Yoksa ben de çıldırmış mı veya çıldırıyor muydum? O kadar sakındığım halde galiba üzerlerine uğramışım. O gaipten gelen sedanın saçmalarını taklit için birdenbire içime bir heves doğdu. Ben de başladım: “Benim adım Muhsine… Muhsine… Muhsine… Anamınki Rasime… Rasime… Rasime… Babamın ki Hızır yaklaşma ha ısırır… çörek otu falan filan… aman etme darılırım… gıdıklama bayılırım… dayanamam sarılırım…” Evet, ben de işte böyle saçmalarken yine durdum. Aklımı başımı toplamaya uğraştım. Besbelli bu bir cinnet başlangıcıydı.
Sayfa 56 - can şefikaKitabı okudu
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.