Gönderi

140 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Psikologların Psikoloğu: Dostoyevsi
Dostoyevsi kesinlikle okunmaya değer yazarlardan biri. Stefan Zweig onun için "Psikologların Psikoloğu" tanımını yapmış. Aytuğ Akdoğan ise onu "Edebiyatın Karanlık Dehası" olarak tanımlıyor. Eserlerinde korkmadan, cesurca kendiyle yüzleşen kahramanları var onun. Bu kolay bir şey değil. Hatta çoğumuzun yapamadığı, nadir insanların yaptığı bir şey. Dostoyevsi gerçeklerin peşinden gitti ve karakterleri de bu yüzden gerçeğe oldukça yakın. Yeraltından Notlar'ın sonunda da kahramanımız (burada antikahraman dememiz daha doğru olabilir) "Ben kendi hayatımda, sizin cesaret edemeyip yarıda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm…" diyor. Burada şüphesiz bahsettiği şey kendini en gerçekçi hâliyle sorgulamasıdır. Ayrıca Harun Çelik, Dostoyevsi'nin kahramanları için "Acı çekiyorum, öyleyse varım." tabirini kullanıyor. Bu, tam da yerinde bir tabir. Onun kahramanları en çok acı çeken kahramanlardır. Peki yukarıda neden antikahraman demek daha doğru olur dedim? Çünkü bizim karakter dediğimiz kişi, kitabın sonunda "… hem romanda bir kahraman olmalıdır, halbuki benimkinde bir kahramanın tersi olan ne kadar özellik varsa kasten bir antikahramanda toplanmış." diyor. Neden böyle dediğini kitabı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız. Ben de yorumuma antikahraman diyerek devam edeceğim. Kitap gayet güzeldi. Başta hiçbir şey anlamadığımı hissettim ve böyle devam edecek diye korktum ancak sabırla okumaya devam ettim. Bazı kitaplar ilk sayfasından içine almaz bizi ama biz okumaya devam etmeliyiz. Ben ne okuduğumu daha iyi anlayabilmek için YouTube'dan güvendiğim kişilerin yorumlarına baktım ve daha sonra kitabı okumaya devam edince taşlar biraz daha yerine oturmaya başladı, anlamadığım yerleri güzelce kavradım. Kitabın ilk bölümünde antikahramanın fikirleriyle karşılaşıyoruz, ikinci bölümdeyse bize antikahramanın yaşamından bazı kesitler sunuluyor. Ben birinci bölümü daha çok sevdim. İkinci bölüm çok hoşuma gitmedi. Burada yeraltı denilen şey bir mekan değil. Aslında yeraltı derken bahsedilmek istenen şey insanın kafasının içindeki yeraltı. Bizim en büyük zincirimiz beynimiz değil midir zaten? Zincirlerinden kurtulmanın hiç de kolay olmadığı beynimiz… Kitap boyunca antikahramanın ismi söylenmiyor ve kitap bitince isminin ne olduğunu öğrenememiş oluyoruz. Peki neden? Çünkü buradaki antikahraman belirli bir kişi değil, bir prototip. Hayatı anlamaya çalışan, çelişkilere düşen, düşünsel karmaşalar yaşayan, acılar çeken insan modeli. Yani antikahraman bir sembol olduğu için isim konulmamış. "Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık." Bu cümle kitaptaki en önemli cümlelerden biri. Her şeyin farkında olmak, artık sizi hiçbir şeyin kandıramaması çok zor bir yükümlülüktür. Ayrıca insanların sizin fark ettiğiniz şeyleri görmemesi, görmek de istememeleri sizi yıpratır. Ve evet, farkındalık bu alıntıdaki gibi bir hastalık haline dönüşür. Dostoyevsi'ye başlamak için doğru bir kitap olmasa da, Dostoyevsi'yi iyice kavradıktan sonra okunması gereken bir kitap.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020129,5bin okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.