Puan olarak inanılmaz düşük bir puan veriyorum kitaba. 2,5-3/5 arasında kararsızım ama bir gerçek var ki kitabı sevdim de. Eleştireceğim çok fazla yeri olsa da bitirdikten sonra devam etme hissi uyandırdı ben de. Zaten 3 dememim sebebi de sonu. Şimdi olumlu ve olumsuz yönleri olarak tek tek yazacağım: İnanılmaz akıcı bir kitap. Eğer başladığım gün, başından kalkmadan okusaydım, bir günde biterdi. Akıcığılına rağmen kurkugusunda saçma gelen, açık yerler var. Potansiyeli aşırı yüksek bir temeli var ancak yazarlar bu potansiyeli pek kullanmamış. Mesela, dark magic ve light magic gibi düşman iki ayrı topluluktan bahsediliyor ama kitap boyunca olgunlaşmamış karakterlerle dolu sahneler okuyoruz. Sayfa sayısı azdı. Sihirli bir âlem var ancak karakterler cep telefonu ile anlaşıyor. Portal açıp bir yerlere gidiyorlar ama kumanda ile bir dumanı çağırıp izliyorlar görmek istedikleri kişiyi. Yani ne bileyim fantastik ama enine boyuna düşünülmemiş bir fantastik gibi. Elinde periler, başka yaratıklarla dolu bir alem var ama sen üniversite hayatı, uçarı partiler gibi şeylere yoğunlaşıyorsun. Malzeme var ama çıkan sonuç biraz tatmin etmiyor. Yazarlar sanırım fantastik yazarları değil de direkt yetişkin kitabı yazarları. Son sayfaların nasıl geçtiğini bilemedim. Zaten o son kısımda olan olay yüzünden hemen diğer kitaba geçmek istedim çünkü okuduğum kitap tam anlamıyla enemies to loversa döndü. Ciddi olaylar var, sert bir kitap olacak belli devamı yani. Yetişkin bir fantastik, peri kurgusu ve sınırları olmayan bir kitap var karşımda. Karakterlerin ahlâk anlayışları yok yani ancak buna rağmen kitabın yetişkin dozu ortalama olurdu anca. Sahnelerin aşırı gösterilmek, karakterlerin karanlık olduğunu belirtmek için yapılması pek istenilen etkiyi yaratmadı bende. Ayrıca Knight ve London arasındaki çekim... İki karakterin "Mate" olması gerekiyor. Knight, eşini kıskanıp yaşadığı zaman boyunca başka kimseyi görmemesi ve London'ı hem kıskanması hem de koruması gerekiyor. Ancak bu noktalarda ne "mate" olarak çekimlerini ne kıskançlık aşamasını ne de koruma içgüdüsünü hissettim ben. Bunlar geçmedi bana. Ayrıca son kısımda ortaya çıkan gerçekler ve başından beri aşağılanan London hakkında ortaya çıkanlar ... Sanki kurguya sonradan eklenmişti, havada kaldı bir şeyler. Enemies noktası çok ateşli ve sertti. Ayrıca tamamlanmak üzere olan bir "mate" bağı var ki iki kat heyecanlı yapıyor bu olayları ama eksiği çoktu kitabın. Aşırı arada kaldım, baştan sonra eleştirsem de deli gibi devam etmek istiyorum ben. Mükemmel değildi ama keyif aldım, sıkılmadım ben. Başka bir dünya, Yetenekliler ve Yeteneksiz(insanlar) olarak ayrılmış iki ayrı ırk var. Kurgu Karanlık Sihrin Lordlarından Knight ve hakkındaki sırların en sonunda çözüldüğü London arasında geçiyor. İkili bakış açısı yani ancak Knight'tın abisi Creed, ikizi Sinner ve küçük kardeşleri Legand'da kitapta bolca yer alan karakterler. Cidden çok büyük potansiyele sahip bir kurgu. İlk kitap giriş kitabı diyerek bakılınca bir gideri de var ancak eksiği de çok. Son 40 sayfaya kadar salt bir üniversite kitabı okuyor gibi hissettim mesela. Ortam tam anlamıyla üniversite ortamıydı çünkü uçarı partiler fantastik havası veriyordu sadece. Yıne de hiçbir karakterle bağ kuramadım, çekimleri hissedemedim, cringe gelen sahneler çoktu, abartmış bir yanı vardı, gelgitleri çok, şımarık oğlan çocukları gibiydi erkek karakterler, kadın karakteri asla anlamadım zaten ki onun ardındaki gizem çok havada asılı kaldı... Daha da uzar gider bu liste. Ama bütün bunları bilerek öylesine okursanız akıp gidiyor kitap. Cidden sırf eleştiririm sanırım kitabı ama yine de devam ederim seriye. İnsanı sıkmıyor çünkü. Önerme noktasında kendiniz karar verin. Beklentiye girmeden, merak edip bir bakmak isterseniz okuyun bence ama "bu ne ya saçma bu" diyerek de hemen DNF yapmayın. Zaten inanılmaz akıcı, kitap bitince kötüydü ama devam ederim diyebilirsiniz

Fate of a RoyalAmo Jones · ‎MB Publishing · 20232 okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ümmühan