Gönderi

62 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 hours
Önce "Lâ" Diyelim, Sonra "İlâhe illallah"
Bu mecradaki ilk incelememin manidar olması adına
Önce La Diyelim
Önce La Diyelim
kitabıyla başlamak istedim. Çünkü "Lâ" demek "hayır; yok; reddetmek" demektir. İmanın başı; insanın kendi heva, heves, nefsî arzularının, nefsinin diktiği bütün putları, tabiri caizse bir "Lâ" balyozuyla paramparça etmektir. Bunu yapmazsak, istersek milyonlarca "Lâ ilâhe illallah" diyelim, Allah'a şirk (ortak) koşar bir tavırla bunu söylediğimiz müddetçe bu kutsal zikir bir anlam kazanmayacak ve iman kapısının kilidini açamayacaktır. O yüzden, öncelikle "Lâ"yı tefekkür ederek ve nelere "Lâ" dediğimizi bilerek zihnî bir arınma yaşamamız gerekiyor. Umarım ki hayatımızda bunu başarabilenlerden oluruz. O zaman "Bismillâhirrahmânirrahîm" diyerek ilk incelememize başlayalım. ✓Amaç •İmanımızın gereği olan tevhîd esaslarını hatırlatmak ve en üstün makamın Allah'a kulluk olduğunu göstermek, insanda farkındalık oluşturmak için yazılmış. •"Lâ ilâhe illallah" aslında ne demektir ve oradaki "Lâ"nın arka planında neler yatmaktadır sorularına cevap bulmak. •İnanç esaslarına gereken önemi yeterince vermeyen insanları uyandırmaya çalışmak. •İmanın sıhhat şartları olan ilim, yakîn, ihlas, sıdk, muhabbet, inkiyad, kabul isimlerindeki bu yedi şartı tek tek açıklamak. Bu şartlar üzerine okurun tefekkür edip muhasebesini yaptıktan sonra kendi eksiklerini gidermeye çalışması. ✓Üslup •Hocaefendi, anlatımını ayetlerle ve hadislerle desteklediği için anlatımını daha güçlü ve kitabını daha zengin kılmış. •Genel olarak sade bir dil kullandığı için anlaşılması kolay ve akıcı bir kitap olmuş. ✓Güçlü Yönler •İnsan ve hayat üzerine yerinde ve güzel tespitlerde bulunmuş. •Yazar, okuyucuya iman ve İslâmı yaşama konusunda kendi halini tekrardan düşünmeye yönelik bazı dokundurmalarda bulunmuş ve iyi de olmuş. Örneğin, çocuklarımızın dünyevî eğitimlerine önem verdiğimiz kadar onların ebedî âlemlerini düşünerek onları bu doğrultuda yetiştirmeye çalışmamız yönündeki eleştirisi bence çok etkileyici ve yerinde olmuş. •Yazar, kitabı net bir şekilde özetleyerek ve bize önemli tavsiyelerde bulunarak kitaba son noktayı güzel koymuş. ✓Eksik Yönler •Yazar, kitabın özellikle sonlarına doğru öyle çok ayet alıntısı yapmış ki neredeyse kendine ait bir sözü kalmamış. Ayet ve hadislerle söylemini pekiştirmesi güzel fakat her şey kararında bırakılmalı diye düşünüyorum. •Sadece ayet alıntısı yapıp onun üzerinden kendi katkılarını sunmak yerine yazar, kitabı daha da zenginleştirmek ve etkili hale getirmek adına konuyla alâkalı bazı kıssaları aktarsaydı okuyucuya ve bu şekilde kitabı biraz uzatsaydı daha iyi olabilirdi kanaâtindeyim. •Ayet ve hadisleri koyu puntoyla belirtmesi daha güzel ve uygun olurdu. ✓Kapak Tasarımı •Öncelikle krem renginde bir kapak üzerine mavi bir tonun ve siyahın işlenmesi güzel olmuş. Ön kapak tasarımında daha güzel olabilirdi dediğim şey mühür oldu. Onun yerine "Lâ ilâhe illallah" yazılı bir hat yazısı olsaydı daha uyumlu olurdu bana göre. •Arka kapaktaki yazı biraz daha büyük olabilirdi. Ama arka kapak yazısını çok beğendim, olayı tamamen özetlemiş diyebilirim. O zaman buraya bırakıyorum yazıyı: "Allah Teâlâ'ya kul olmak için O nasıl istiyorsa öyle kul olunabileceğini, kendi heva, heves ve istekleri ile Allah'tan başka bütün varlıkların istek, irade ve tekliflerinin bütününe hayır demenin kulluğun temel şartı olduğunu bilmek ve dâima hatırda tutmak gerekir." ✓Bana Katkısı •Kitabı okurken "Lâ" üzerine uzunca tefekkür etme şansı buldum. Özde değil, maalesef ki "Sözde Müslümanlar" olarak gerçekten neleri kendimize (her ne kadar biz inkâr etsek de) "put" edindiğimizin farkına vardım. Yani şu kalbin içine Allah'tan başka kimi, neyi koyuyorsak bunun üzerine tekrardan düşünmekte fayda var. Her kim/ne, bizi Allah'a kulluktan alıkoyuyorsa o da aslında bizim bir nevi "put"umuzdur (İş, patron, para, mal, mülk, aşk, teknolojik aletler, vs.). •Bizim, Allah'a ne şekilde iman ettiğimizi ve bu imanın gerçekten sahih bir iman mı, yoksa etraftan gördüğümüz, duyduğumuz "Elhamdülillah Müslümanım" deyip de bunu -maalesef ki- hayatına aktaramayan ve kuru kuruya iman eden "Sahte Müslüman"ların imanından mı olduğu üzerine düşünme fırsatı yakaladım. Bunun üzerine şu özlü söz aklıma geldi: "İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır." Buraya kadar sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendimi geliştirmem adına sizin bana tavsiyeleriniz, inceleme tarzım hakkında görüşleriniz varsa yorum olarak belirtirseniz sevinirim. Hepinize hayırlı, verimli okumalar dilerim:)
Önce La Diyelim
Önce La DiyelimAhmet Yaşar Hocaefendi · Kalem Yayınevi · 201849 okunma
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.