Gönderi

Tarihte Türkiye Rusya münasebetleri İki devletin tarihi münasebetine gelince: Bu münasebetler kurtuluş savaşı başlayıncaya kadar aralıksız bir düşmanlıktan ibarettir. Avrupa'da Mukaddes Cermen İmparatorluğu ile uzun harpler yaptığımız devirlerde Ruslar her fırsattan istifade ederek bazen yalnız, çok defa müttefikleri ile birlikte bize saldırmışlar, tebaamız olan Hristiyanları aleyhimize ayaklandırmışlar ve Boğazları alarak Akdeniz'e çıkmak istemişlerdir. Türkiye ile Rusya'nın münasebetleri 1495'de, Rusların Pleçeyef adında bir elçiyi İstanbul'a göndermeleriyle başlar. Türkiye Ruslara hiç ehemmiyet vermemiş olduğundan Ruslar 1499 ve 1521 de iki defa daha elçi gönderdiler. Bunun üzerine ayni 1521 yılında İskender bey, Moskof çarı Vasiliye elçi olarak gönderildi. Bu elçi göndermede Türklerin kayıtsızlığına karşı Ruslar pek faal davranmışlar ve 1667 tarihine kadar Türklerin gönderdiği 9 elçiye mukabil 38 elçi yollamışlardır. Fakat bu kadar elçiye rağmen Ruslarla aramız bir türlü düzelememiş ve 1639 da başlayan savaşlar üç asırda 14 defa tekerrür etmiştir. Ruslarla olan harplerimiz onların taarruz ve çapulculuklarıyla başlamıştır. Türkiye'ye tabi olan Kırım hanlığı ile Moskoflar ve Rus kazakları arasındaki bir çok savaşlar devlet harbi şeklinde olmayıp akın şeklinde olduğundan bunları nazarı dikkate almıyoruz. Ruslarla yaptığımız 14 savaş şunlardır: Birinci Savaş: 1639'da yapılmıştır. Sınırlarımızda çapulculuğa başlayan Rus kazakları ile olmuştur. Sinop'u vurmak için Taman yarımadasında gemilerle hazırlanan 7100 Rus kazağı, Piyale Kethüdanın sevk ettiği donanmamız tarafından imha edilmiştir. İkinci Savaş: 1641- - 1642 de yapılmıştır. Azak kalesinde üslenen Rus kazaklarına karşı yapılan seferdir. 1641 de Azak üç ay kuşatıldığı halde alınamamış ertesi yıl zapt olunmuştur.. Üçüncü Savaş: 1646 da yapılmıştır. Kırım Türklerinin Rusya içerilerine yaptıkları akının öcünü almak için Ruslar Azak'a hücum etmişlerse de mağlûben geri çekilmişlerdir. Dördüncü Savaş: 1677 de yapılmıştır. Merzifonlu kara Mustafa Paşanın kumandasındaki Türk ordusu Batı Ukrayna'daki Cehrin şehrini kuşatarak 30.000 seçme Rus askeri tarafından müdafaa edilen kaleyi almış ve yardıma gelen 100.000 kişilik Rus ordusunu bozmuştur. Beşinci Savaş: 1686-1699 da yapılmıştır. Bu savaşı Türkiye bir haçlılar ittifakına karşı yapmıştır. 1683-1699 arasında 16 yıl süren bu harpte Almanya, Venedik, Polonya, ve Malta devletleri bize karşı çarpışmış, deli Petro'nun Rusya'sı da 1686 da bu ittifaka girmiştir. Haçlılar arasında en zayıf düşman Rusya olduğu için Türkiye ona hiçbir ordu göndermemiştir. Bu savaşta Ruslar Kırım'a iki defa saldırıp yenildilerse de Alman topçu ve mühendislerinin yardımı ile Azak kalesini almağa muvaffak oldular. 1699 da müttefiklerle Karlofça'da barış yapılırken Ruslarla da bir mütareke yapılmış ve 1700 de İstanbul'da bir barış yapılarak Azak Ruslara bırakılmıştır. Altıncı Savaş: 1710-1713'te yapılmıştır. Savaş Rusların barış antlaşmasına riayetsizlikleri yüzünden çıkmıştır. Baltacı Mehmed paşa kumandasındaki Türk ordusu Prut ırmağında Rus ordusunu kuşatarak imha durumuna getirmişken araya İmparatoriçe Katerina girerek Rusya'yı yok olmaktan kurtarmıştır. Azak kalesi tekrar bize geçmiştir. Bu harbin sonunda sırası ile 1711'de Prut, 1712'de İstanbul ve 1713'de Edirne Barış antlaşmaları imzalanmış, Ruslar epey mızmızlandıktan sonra barışın bazı şartlarını yerine getirmiş, bazılarını getirmemiştir. 1720'de Deli Petro bizimle bir ebedî dostluk antlaşması imzalamıştır. Fakat Rus siyasetindeki kaypaklığın kurucusu olan Deli Petro bu antlaşmada da riyakârlık yapıyordu. Yedinci Savaş: 1736-1739 da yapılmıştır. Ruslar ebedi dostluk antlaşmasını imzaladıktan sonra ancak 16 yıl bekleyebilmişlerdir. Türkiye'nin İran'la harp etmesini kendileri için fırsat bilen Ruslar 1735'de bize harp ilân etmişlerdir. 1737'de müttefikleri olan Almanlar da bizimle harbe girmişlerdir. Türkiye bu iki cepheli harpte Almanları tamamıyla mağlup etmiş, Ruslar Azak'ı kuşatarak almağa muvaffak olmuş ve Kırım'a akınlar yapmışlardır. 1739'da Belgrad'da yapılan barış antlaşması gereğince Rusya Azak kalesini yıkmağa ve Karadeniz'de gemi bulundurmamağa icbar edilmiştir. Sekizinci Savaş: 1768-1774te yapılmıştır. Türkiye'nin Polonya'yı himayesi yüzünden çıkmıştır. Bu savaş bizim yenilmemizle bitmiştir. 1774'de Kaynarca'da yapılan barış antlaşması ile Karadeniz kıyılarında Ruslara topraklar bırakılmış, Kırım bizden ayrılarak müstakil olmuş, Ruslar Karadeniz'de donanma bulundurmak hakkını kazanmışlardır. Türkiye'nin tek bir devlete karşı harp ederek yenilmesi ilk defa bu harpte vaki olmuştur. Kırım'ın ayrılığı Türkiye'ye pek ağır gelmiş, 1779 da Aynalı Kavak'ta Ruslarla bir tenkihname akdolunarak Kırımın dinî işlerde Türkiye'ye bağlılığı tasdik ettirilmiş, fakat 1784 de İstanbul'da akdolunan bir muahede ile Kırım ve Kuban'ın Rusya'ya ilhakını Türkiye kabul etmiştir. Dokuzuncu Savaş: 1787-1792 de yapılmıştır. Kırımın Rusya'ya ilhakından doğan millî feveran ve Rusların aleyhimizdeki tahikâtından dolayı tarafımızdan Rusya'ya harp açıldı. Kaynarca barışından beri devlet epey hazırlanmıştı. Üstelik İsveç de müttefikimizdi. Fakat Almanya (Prusya hariç olmak üzere Mukaddes Cermen İmparatorluğu) yine Ruslarla müştereken bizimle harbe girdi. Dört devletin çarpıştığı bir sırada Polonya'da ihtilâl çıkması ve Fransız inkılabı Almanya ve Rusya'yı bizimle barışa mecbur etti. Almanya ile müsavi şartlarla 1791de Ziştov barışını yaptık. Ruslarla 1792 de imzalanan Yaş barışı ile sınırlarımız Dinyestere kadar geriledi. Bu barıştan sonra Ruslarla zahiren dost olduk. Napolyon'un Mısır'a taarruzu üzerine 1798'de Ruslarla İstanbul'da sekiz yıllık bir ittifak muahedesi yaptık. 1805'de bu muahede yenilendi. Bu muahede gereğince Türkiye Boğazlardan Rus donanmasını geçirmeği, diğer milletlerin donanmalarını geçirmemeği kabul ediyordu. Fakat muahede yürürlüğe giremedi, çünkü ertesi yıl yeni bir harp çıktı. Onuncu Savaş: 1806-1812 de yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun çöküş asrı olan on dokuzuncu asırdaki bu savaşta gayrimuntazam ve küçük bir ordu ile yapılan harbi kaybettik. Baserabya'yı Rusyaya bırakan Bükreş barışını 1812'de imzaladık. On Birinci Savaş: 1827-1829 yapılmıştır. Yunanda ihtilâlini bahane ederek İngiltere, Fransa ve Rusya donanmalarının Navarin'de Türk donanmasını yakmaları üzerine başlamıştır. Türkiye yeniçeriliği kaldırdığı için o zaman ancak 50.000 kişilik bir ordusu vardı. Bu en zayıf zamanımızdaki harp mağlubiyetle bitmiş, Yunan istiklâli tanınmış, Romenlerle Sırplara imtiyazlar verilmiştir. Bu on birinci savaştan sonra Türkiye ile Rusya arasında 1833'de yeniden bir ittifak yapılmıştır. Mısır valisi Kavalalı Mehmed paşanın isyanı ve ordunun Anadolu içlerine kadar ilerlemesi üzerine Türkiye büsbütün yıkılmaktan kurtulmak için Rusya ile bir ittifak yapmağa mecbur kalmıştır. Hünkar iskelesinde yapılan bir muahede gereğince Boğazları Rus düşmanı devletlere açmamağı taahhüt ediyordu. Fakat bu muahede öteki devletlerce hoş görülmediğinden 1841de Londra'da yeni bir sözleşme imzalandı ve Rusya elde ettiği imtiyazları kaybetti. On İkinci Savaş: 1853-1856'da yapılmıştır. Türkiye'deki Ortodoksları himaye etmek bahanesiyle Rusya'nın Türkiye'ye saldırmasından çıkan bu harpte İngiltere ve Fransa bizim müttefikimiz olarak bulunmuş ve 1854de harbe girmişlerdir. 1855de Piyemonte İtalyanları da müttefikimiz.olarak harbe katışmışlar, sonunda Rusya yenilerek 1856 Paris barışı gereğince mülkî tamamlığımızı tanımış, Karadeniz'de tersane ve gemi bulundurmamağa icbar edilmiştir. Buna mukabil Türkiye de Karadeniz'de harp gemisi bulundurmayacak ve Hristiyan tebaa için ıslahat yapacaktı. Fakat 1871 de Fransa'nın Almanya'ya mağlûbiyetinden sonra Karadeniz'de gemi bulundurmamak hakkındaki hükmü ilga etmiş ve donanma yapmağa başlamıştır. On Üçüncü Savaş: 1877-1878de yapılmıştır. 1875-1876 yıllarında Rusların Balkanlardaki bütün Slavları ayaklandırmalarından çıkmıştır. Fakat asi Balkan Slavları Türk ordusu tarafından çabucak yenilince Ruslar bize yine saldırdılar. Balkan Slavlarını ve Romenleri de yanlarına alarak Rumeli ve Anadolu'da bizimle çarpıştılar. Karşı taraf sayıca bizden 2 - 3 misli üstün olduğu için bu harpte de yenildik. Gazi Osman Paşanın meşhur Plevne müdafaası bu harptedir. Ayastefanos barışı bizim için ağırdı. İngiltere'nin müdahalesiyle Berlin'de yeni bir barış yapıldı. Batum, Kars ve ve Ardahan'ı Ruslara bıraktık. 60 milyon lira harp tazminatı verdik. Romanya, Sırbistan ve Karadağ'ın istiklalini, Bulgaristan'ın muhtariyetini tanıdık. On dördüncü Savaş: 1914-1917 de yapılmıştır. Birinci Cihan savaşındaki bu karşılaşmada Ruslarla, Kafkas, Romen ve Galiçya cephelerinde çarpıştık. Kafkas cephesinde Rusların bermutat pek kalabalık bir kuvvetle taarruzları yüzünden ordumuz epey gerilemişse de Rusya'nın yenilmesi ve 1918 de Brest-Litovsk barışını imzalaması üzerine Batum, Kars, ve Ardahan'ı geri aldık. Rusya bu harbe İstanbul ve Boğazlarla Doğu Anadolu'yu almak için girmiş olduğundan bu mağlubiyet onun için büyük bir kayıptı.
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.