Gönderi

184 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Elçilerin Gerçek Hikayesi-Dilek Buz
Hayatın lezzetini kazandığı rızkın az da olsa helalliğinde, baba oluşunu her türlü sorumluluğun üzerinde, sevincini ve kederini Allah'ın rızasında gören samimi Müslümanlar çıkardı mı Rabbim karşınıza bilmem ama benim karşıma hiç ummadığım bir yerde böylesi güzel bir insanı çıkardı Rabbim. Yapılacak evimizin inşaat işlerinde kullanılacak malzemeleri almak için dükkanına gittiğimde her zaman güler yüzüyle karşılaştığım, sohbetine doyum olmayan, hele de kitaplar üzerine konuştuğumuz kısımlarda saatlerin nasıl geçtiğini bilmediğim bu güzel insanla çıkardığı ilk kitabını okurken yeniden sohbet ediyormuş hissi uyandı ben de... Kur'an merkezli hayat anlayışında kendisine rehber edindiği peygamberî kıssaları özellikle çocuklarına aktarırken karşılaştığı Kur'anla çelişkili ifadelerden rahatsızlık duyarak, diğer kutsal kitaplardan ve halk arasında doğruluğu tartışılmadan kabul gören teamüllerden İktibas edilmiş bilgileri arındırarak, sadece Kur'an merkezli anlattığı peygamber kıssalarını en azından çocuklarının doğru bir kaynaktan okuması için kitaplaştırmak istiyişi böyle bir kitabın ortaya çıkış sebebi aslında. Esere yoğun bir emek sarfedeşi ve eserden herkesin istifadesine sunarak yararlandirma isteği cesaret veriyor kendine ve ortaya böylesi bir eser çıkıyor. Kitabın dini kaynaklı bir otorite olarak kabul edilmesi gibi bir iddiası yok ama tamamıyla Kur'an merkezli olduğu yönünde oldukça iddialı. O kadar hassas davranmış ki bu konuda peygamberlerle birlikte anılan herkesin ismini bildiği Havva, Züleyha, Sare, Hacer gibi kadınların ismini anmaktan çekiniyor. Hz.Muhammed'i yazma cüretinden Kur'an'a sadık kalabilme aşkıyla feragat ediyor. İlk eser olmasının getirdiği sorumluluğun farkında ve eleştiriye açık.Yanlış olduğu düşünülen kısımları düzeltmeye de açık. Hataları şahsına, doğruları Allah'a ait görüyor... Kendi çocuklarına okumak için edindiği kitaplarda peygamber kıssalarının içerik ve mesaj bakımından Kur'anla çelişkilerini görüp, anlatıya zenginlik katmak ve ilgi çekici hale getirerek daha fazla dinlenilmesi ve okunması için Kuran'da geçmeyen kıssa ayrıntılarının başka kaynaklarla doldurulmasına karşı çıkıyor. Bu iyi niyetli olarak yapılan doldurmaların hem verilmek istenen mesajın önüne geçtiğini hem de zamanla içeriği gerçeğinden tamamen farklı anlatılar şekline donüştürdüğünü düşünüyor. Yalnızca baba olmanın verdiği sorumluluğu yerine getirmekle kalmayıp aynı zamanda çalışmasını kitaplaştırarak tüm insanlığın istifadesine sunuyor.Bunca emeğe karşılık bize de yalnızca bu güzel eseri keyifle okumak kalıyor. Eserin oluşmasındaki samimiyet,Kur'an merkezli sürdürmeye çalıştığı hayat anlayışı, insanlardan kendini soyutlamadan tamamen güven esası üzerine kurulu bir ticari faaliyet yürütme çalışmasındaki başarısı, kendini bizatihi tanıyor oluşum sebebiyle şahitlik etme imkanı bulduğum, bence takdire şayan bir yaşam tarzı. Bunca şeyi yaparken hiçbir sorumluluktan kaçmadan yaşamış olduğu edeplere namzet hayat son olarak kitaplaştırdığı bu çalışmayla taçlanmış durumda. Okunulmasını ve önerilerek yazarlık serüveninin daha ileri boyutlara taşınması için bilinirliğinin artmasını diliyor, yazarlık hayatında başarılı olmasını canı gönülden arzu ediyorum... Son olarak bu güzel eserin en beğendiğim alıntılarını bırakıyor, keyifli okumalar diliyorum https://1000kitap.com/kitap/kitap--37
Dilek Buz
Dilek Buz
7030 "Demek ki aile, kan bağıyla akraba olmanın ötesinde bir şeymiş; temiz akıl ve temiz öze sahip olanlar, beraber mücadele verip beraber sabredenler gerçek bir aileymiş" dedi, Nuh." "Sahip olduğunuz ne varsa kendinizden biliyorsunuz; lakin bütün bunları size veren Allah'tır.İnsan acizdir.Ama ne zaman kendini yeterli görse, azgınlaşır, aşırıya kaçar ve sonunda helak olur." "İnsana kendisinden başka düşman bulamıyorum." "Tefekkür de ne imiş? - Aklını fark etme ve onu kullanma işidir tefekkür. Akıl ve kalbin beraber düşünme faaliyetidir." "Bir insanın hata yapması kolaydır ama aynı hatanın herkesçe yapılıyor olması bunun hata olmaktan çıktığını gösterir.Bu noktada kesin bir azgınlık, aşırılık ve bile bile nankörlük vardır.Neden bir insan ya da toplum bu duruma düşer bilir misiniz?Bunun en önemli üç sebebini anlatayım size; Bir;insan aşırıya kaçıp azgınlık eder, çünkü insan kendini yeterli sanır. İki;çabuk elde edebileceği bir kazanç ya da haz var ise onu ister; çünkü insan acelecidir. Üç; ne kadar uyarılsa da ayetler tekrar tekrar gösterilse de insan unutur; o çok unutkandır." "Nefsiniz sizi çok kötü bir işe sürükledi.Artık bana sabretmek düşer. Gidin Rabbinizden af dileyin." dedi. "İnsanın vicdanı ve mantığı, yaratılışındaki ölçüye sadık kaldığı sürece insana yol gösteriyordu." "Samiri' nin yöntemi çok etkili olacaktı. Tarih boyunca birçok kötü niyetli kişi taklit edecekti, Samiri'yi. Yani vahyin ve hakikatin içine, şeytani olan ama hoşa giden bazı şeyleri katarak yeni dinler ortaya çıkaracaklardı. Hatta imanda yüzü olmayan ama inkar etmeye de cesaret edemeyenler, doğrunun içine batılı gizleyeceklerdi. Böylece hak ve tek din olan İslam bozulacak ama adı İslam olan nice inanışlar dünyayı saracaktı." "Adalet aceleye gelmez, diğer davalıyı da dinleyip öyle karar vermeliydim. Acele ettim, ön yargılı davrandım, beni bağışla Rabbim." dedi. Anladı ki bazı şeyler göründüğü gibi olmayabilirdi.Aslını öğrenmeden karar vermek adil bir idareciye yakışmazdı." " İsa onlara, ölü ruhlarını diriltmeyi vadetmişti; ama onlar öldürmeyi tercih etti. İsa onlara, körleri gören kılmayı vadetmişti; onlar gören gözleri oymuşlardı. İsa onlara yükselen bir medeniyet vadetmişti; onlar uçan kuşun kanadını kırmışlardı." " Bu kitabımızda Muhammed Nebi' nin hayatına yer vermedik.Zira Kur'an bizzat onun hayatını anlattı; yine Muhammed Nebi sadece Kur'an'da ki hayatı yaşadı. "O yürüyen bir Kur'an'dı."
Elçilerin Gerçek Hikâyesi
Elçilerin Gerçek HikâyesiDilek Buz · Fecr Yayınevi · 20233 okunma
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.