Gönderi

384 syf.
·
Puan vermedi
Nasılsa bizim başımıza gelmez! düşüncesinde olanlar bi’ bakar mısınız?! Ne Avrupa ne Ortadoğu kadın denilince pek farklı değiller. Şaşalı birkaç yaşam aldatmasın, her distopi bir güruha verilen sınırsız bir hakla başlar. Damızlık Kızın hikayesi gerçek mi? Romanın yazarı Atwood, hikayeyi 1980'lerdeki siyasal ve sosyal olaylardan esinlenerek yazdığını söylüyor, "spekülatif kurgunun gerçeğe dönüşebileceğini" vurguluyordu. Kitap ilk yayımlandığında Atwood, oradaki gelişmelerin esinlendiği gerçek olaylara değinen gazete kupürleriyle gidiyordu röportajlara. İlk Yayınlanma Tarihi: 1985’tir. Devam kitabını Ahitler’i 35 yıl sonra 2019’da yayınlamıştır. Damızlık kavramı oluşum süreci. Seni öldürmeye zorluyorlar, kendi içinde. Ve içinden hayat doğur diye de bedenini yaşatıyorlar... Kısa bir içerik ama konuyu anlamak spoiler barındırmaz. Çünkü içerik olaydan çok fazlasıdır. Olayı öğrenmekle olayın seyrini bilmek çok farklı şeylerdir. Gilead Cumhuriyetinde işler yolunda gitmez, Hristiyan kökenli rejim bir darbe yapar ve kadınlar için hayat bir anda değişir. Bir rejimin temelleri ve etkileri ile ilerliyor kitap. Radikal, ataerkil, şiddet yanlısı ve teonomik bir rejimdir bu, yani yasalar ve etik çerçeve Hıristiyan teolojisindeki Tanrı'ya dayandırılır. İlk başta geçici bir durum bu deniliyor ve insanlar kabul ediyor. Sonra sokaktan, iş yerlerinden kadınlar bir bir eksiliyor. Bir anda çalışan tüm kadınların banka hesapları bloke oluyor ve eşlerinin hesabına geçiyor. Varlıkları kayıtlı ortamlardan silinerek sadece bedenselleştirilme yolunda hızla ilerliyor. Eşiniz sizden önce biriyle evlendiyse artık eşiniz var statüsünde de değilsiniz. Devlet malı oluyorsunuz. Ve hâlâ gençseniz vesikalı damızlık statüsü veriliyor... Darbeler üst rütbeler yaratır. Darbelerin bel kemiği komutanlardır. Artık komutanlar vardır hayatın merkezinde. İlk bakış çok önemlidir. İnsanlar kıyafetleri ile ağırlanır, fikirleri ile uğurlanır demişler. Darbeler fikirlere kılıf giydirmekle başlar ama gerçek kılıflar, dolaylı anlamayınız. Toplumda insanların rütbeleri için bir şeyler gereklidir, evet o gereklilikler soyluların yorulmadan ya da kendilerini ifade etme gereklilikleri olmadan saygı görmeleri için gereklidir. Bu yüzden tek tipler oluşturulur. Eşit değilsiniz, farkında olun. Ötekileştirmek toplumun kullandığı en yaygın silahtır. Mavi giyinenler, komutan eşleri. Yeşil giyinenler, marthalar (hizmetliler) Kahverengi giyinenler, teyzeler (damızlık kız eğitmenleri, asla evlenmezler) Kırmızı giyinenler, damızlık kızlar. Çizgili giyinenler, ekona kadınlar. Bembeyaz giyinenler, saflığı ve masumiyeti temsil eden küçük kızlar. Geleceğin hafızasız itaatkarları olacak kızlar. Damızlık kızlar, kırmızı giyinen doğurganlık sembolleri. İki bacaklı rahimler. Rahmin varsa ve en önemlisi yumurtalıkların çalışıyorsa hâlâ önemlisin ama kendin için değil. Aşağılık bir önem bu. Radyasyon ve birtakım kimyasalların yağmurlar aracılığıyla insanlarda hastalıklar yarattığından dolayı doğum oranının çok düştüğü bir dönemden geçiliyor ve askeri yönetim etkili. Bu yüzden doğum hizmeti komutanlara veriliyor. Bunun aynı zamanda geleceğe nüfus bırakma hizmeti olduğu söyleniyor ve kutsal gösteriliyor. Doğurganlığı olup çocuk istemeyenler kötü ve günahkar. İtaatler dine dayalı kurallarla oluşturuluyor. Hâlâ doğum yapabilen kadınlar yüksek rütbeli askerlerden çocuk yapmaya zorlanılıyor. Üç kişilik tecavüz korusunun ana maddesi damızlık kadınlar ama aynı zamanda önemsizdir bu kadınlar. Bir evden bir eve gönderiliyorlar. Çocuk ihtiyacı olan her hanenin onlara ihtiyacı var. Komutanlar yaşlı ve çoğu kısırlaşmış hastalıklardan dolayı eşleri de öyle. Ve çocuk olmuyorsa da sorun asla onlarda değildir, damızlıktadır. Herkes her şeyi biliyor ama bu asla sesli söylenen gerçekler değildir. Komutan eşleri dahi bu sapkınlıkta bu işten hoşlanmadan da olsa çocuk için çeşitli yönetmeler bulmuş. Başkasından çocuk olabilir bunun bir önemi yok ve yeri gelince bu teklifi nefret ettikleri damızlıklarla paylaşabilecek bir aymazlıkta hakim. Yeter ki çocuk olsun. Bir İran filminde kadının çocuğu olmuyor gerekçesiyle defalarca hastaneye götürülmüştü. Her sederinde kadın sağlıklı çıkmıştı, sorun belliydi ama sesli söylenemezdi. Kayınvalidesi kadını bir adama götürüyordu ve tıpkı hissiz yapılan bu tecavüzler gibi çocuk istekli tecavüz yaşanıyordu. Kadının kocası çocuğu kendinin sanıyordu. Ve her çocuk isteğinde bu tekrarlanıyordu. İğrenç bir durumdu. Coğrafya değil işte konu. Konu insan! Doğu Türkistan’da yaşanıyor bu durumlar. Dünya üç maymunu oynuyor. Bana dokunmayan yılan hesabı bir tıs sesine biliyoruz tehditleri yapılıyor ama karışmasa yılan göreni de, duyanı da, bileni de yok. Her zaman olduğu gibi de mağdurların çoğu kadınlar. Kadınlara karşı en etkili silah bedenleridir. Bedenlerinden nefret ettiriyorlar, böylece onlara istediklerini yaptırma gücüne sahip oluyorlar. İnsan en çok özgüveninden darbe alır. Bitmedi sürüyor çeşitli şekillerde bu mobingler. Kadın kendine hakim olabilir ama erkek olamaz deniyor. Bu yüzden kadınlar korunacak ve koruyacak. Kadın vücudunu kapatacak yeri gelir erkek, kadın topuğundan bile etkilenir deniliyor. Yabancı değil bu tanım. Ve kadınlara karşı kadınlar görüyoruz. Birbirini kollamayan kadınlar. Kendilerine ve başka kadınlara eleştirilerde, hakaretlerde, argüman bulmada, suçlamada en önde olan kadınlar. Dine karşı bir din ile erkek yüceltilip kadın aşağılanıyor. Kadınlarda bunu kendi aralarında yapıyor. Teyzeler kadınları eğitiyor! Eskiden özgürlük diye bildikleri her şeyin ahlaksızlık olduğunu öğretmeye başlayan teyzeler var. Cinsel özgürlük ve yaygın kontrol hapı kullanımı ve kürtajların sonucunda kısırlık çölüyle insanların cezalandırıldığı söyleniliyor. Yeni düzen kutsal. Sanrılar dünyası yaratılıyor. Eskiden kimdik? Ne yapıyorduk? Nasıl yaşıyorduk? Kendi kararlarını almak vardı? Hayır bu yanlıştı... Yeni nesiller şanslı olacak diyorlar, çünkü anıları olmayacak onların. Anısı olmayanın arzusunu çekecek bir yaşamı da olmaz. Margaret kadınları bekleyen şeylere değinmiş. Yabancısı değilsiniz ama unutuyorsunuz diyor. İnsanın alışma süresi sanıldığı kadar zor değil. Her şeye alışır insan. Alışıyorlar ama zıttın özlemini de çekiyorlar. Vardır ki hep zıt özlemi. Birinci kitap Damızlık Kızın Öyküsü bize bir kadının gözünden girdiği yaşamın ve yerde bıraktığı yaşamın kırıntıları arasında yaşadığı buhranı anlatıyor. Bir kadın diyorum çünkü ona Julia ya da Offred demekle anlatılanları bir özel yaşamdan görmek istemiyorum. Evet, bir kadın var. Luke’nin eşi ama bir şekilde artık eşi değil. Kızı var ama adı neydi? Başka kadınlara benzer içeriklerle dolu bir hayat. O yüzden bir kadın diye bakıyorum. Onun gözünden bakalım. Kırmızı bir pelerin ile yürüyor, gözler diye üzerinizde gözcüler hissediyor, başınızda görüş alanınızı at gözlüğüne çevirecek bir şapkayla yürüyorsunuz. Sağa sola bakmak yasak. Dışarıyı az görüyor ama içeriyi çok dinliyorsunuz. Siz kendiniz değilsiniz doğal olarak kendinize aitte değilsiniz. Monologların ağır olduğu aşırı rahatsız edici bir kitap. Ama okunmalı, ama bilinmeli. Bu yüzden ben kaldıramam demeyin, hayal dünyası demeyin çünkü gerçekliği çok var, bizim başımıza gelmez hiç demeyin dünyanın değişimi yavaş ama etkilidir. Tıpkı kurbağa hikayesi gibi. Evet, bu hikaye ile bitireceğim bu incelemeyi. Kaynayan kurbağa hikâyesi, genellikle mecazi bağlamda ve insanların aşamalı değişikliklere karşı uyanık olması gerektiği, aksi halde nihayetinde istenmeyen bazı sonuçlarla karşılaşabilecekleri mesajıyla anlatılır. Bir kurbağa kaynar bir tencereye atılırsa ani şok etkisiyle kendisini anında suyun dışına atar. Oysa aynı kurbağayı soğuk su dolu tencereye atıp, suyu da yavaş yavaş kaynatmaya başlarsanız kendisini bekleyen sonu algılayamaz. Artan vücut ısısıyla birlikte suyun sıcaklığını fark edemez hale gelen kurbağa, sıcaklığı hissettiği zaman ise artık çok geç kalmıştır; kaynayıp patlayarak ölür. Kitap beyazperdeye aktarıldı. 6.sezonu ile final yapacak bir Amerikan dizisi. Dileyen izlesin ama önce kitap. Keyifli okumalar!
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911,1bin okunma
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.