Gönderi

256 syf.
5/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Zor anlaşılan fakat güzel bir kitap!
Dünyada yaşayabilmenin en önemli koşulu bağımsız olmaktır. Çevremizdeki insanların zorla dayattığı dogmalara baş kaldırmaktır. Çünkü bir insan eğer bulunduğu toplum aynı şeyleri yapıyorlar diye o da aynını yaparsa ve bu tip toplumlar çoğalırsa ortaya bir koyun sürüsü ortaya çıkar. Dünya bir film değildir. Bir film bittikten sonra tekrar izleme şansınız var fakat hayat öyle değil. O yüzden bir insan kendisine zorla dayatılan dogmaları istemiyorsa kabul etmemeli, kendi yaşantısını kendi kurup ve sadece kendi kurallarını koymalıdır ve onlara uymalıdır. Friedrich Nietzsche’nin literatürüne göre bu tip insan üstinsan olarak geçer. Bu duruma bir nevi insanların tanrılaştırılması diyebiliriz. Nietzsche’ye göre üstinsan olmak, her türlü toplumsal ahlak yasasına karşı çıkmaktan geçer ve Nietzsche de eserlerinde buna sonuna kadar karşıdır. Nietzsche’nin bu kitabı seçkilerden oluşur ve Nietzsche’nin dili de biraz ağırdır. İlk okumaya başlayanların kitabı zor anlaması gayet normal. O yüzden ilk olarak yapacağınız şey; okuyacağınız bölümün son seçkisini okuyun. Çünkü son seçkilerde genellikle bulunduğu bölümün kısa bir özeti vardır hemen hemen. Daha sonra okuyacağınız bölümün ilk seçkisinden okumaya başlarsanız o bölüm kafanızda daha rahat oturacaktır. Kitabı tahlil etmeye geçecek olursak; Kitaptaki belki de en önemli kavram aristokrasidir. Çünkü her türlü ahlakın kökeni aristokrasiye dayanır. Çünkü Öncelikle insanların tam olarak bağımsız olmadıklarından bahsedilmektedir. Çünkü insanlara özgür bir tine sahip olma hakkı verilmemiştir ve sadece özgür tine güçlü insanlar sahip olabilir. Bir kere bütün insanlığa hitap eden bir kitap (normal kitap veya bir dogma da olabilir) insanları tekdüzeliğe sokan, bağımsız düşünmesini engelleyen en büyük şeylerden biridir. O insan toplulukları adeta bir kendi fikirlerinin olmadığı bir koyun sürüsüdür. Yani özgür tine engeldir. Aslında sadece dogmalara değil direkt dine karşı bir eleştiri vardır. “Herkese hitap eden kitaplar daima pis kokan kitaplardır: küçük-insan-kokusu sinmiştir üzerlerine. Halkın yiyip, içtiği, hatta ibadet ettiği yer pis kokar. T e m i z hava solumak isteyen, kiliselere gitmemeli.--” (Nietzsche, 39)., Ayrıca dinin korkutucu ve tehlikeli olduğundan bahseder Nietzsche. Zaten Nietzsche’nin felsefesinde din; bilim karşıtı bir kavramdır. Ve insanı körleştirecek bir şeydir. Kahin kitabında şöyle ifade etmiştir: “Bir inanç düsturu onun için binlerce kez çürütülmüş bile olsa, eğer onun ona gerek gösterdiği varsayılırsa, onu daima doğru ve gerçek kabul edecektir.” (Nietzsche, 120). İki adet ahlak türü vardır. Efendi-ahlakı ve köle-ahlakı. İyi ve kötü karşıtlığı, köle-ahlakında ortaya çıkmıştır. Ve kötü kavramı korkutucudur. Efendi-ahlakı insanları kendi tanılarına bağlamak, kendi düşüncelerini kölelere aşılamak amacı vardır. Köle-ahlakında da kölelerin zayıf taraflarını ört bas etmeleridir. Şunu da söylemeliyiz ki güçlü olmak elverişsiz bir ortamda olunur. Elverişli ortamda ancak hayvan sürüsü yetişir. “(…) hayvan yetiştiricilerinin deneyimlerinden bilinmektedir ki bol bol yiyecek verilen ve genel olarak fazla özen gösterilip korunan türlerde hemen en güçlü biçimde tipten farklılaşma eğilimleri görülür ve mucizelere ve ucubeliklere (ucube alışkalıklara da) çok sık rastlanılır.” (Nietzsche, 206). Asil İnsan Nietzsche’ye göre asil insan bencilin tekidir. Atavisttir. Atavizm; atacılık, soyculuk. Atavist asil insan atalarının, bulunduğu güne kadar taşıdığı değerleri benimser. Çünkü atalardan gelen şeyleri reddetmek kolay değildir. “Atalarının en severek ve en sıklıkla yaptıkları şey, bir insanın ruhundan silinip atılamaz:” (Nietzsche, 210).
İyinin ve Kötünün Ötesinde
İyinin ve Kötünün ÖtesindeFriedrich Nietzsche · İş Bankası Kültür Yayınları · 20174,807 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.