Sissoylu- Son İmparatorluk
“Ben onun rüyasının gerçek olmasını sağlamaya karar verdim. Çiçeklerin geri döndüğü bir dünya yaratacaktım; bitkilerin yeşil olduğu, gökten kül yağmadığı bir dünya… biliyorum. Ben deliyim.”
İki etnik grup var, asiller ve skaalar.
Bin yıldır dünya, ölümsüz imparator veya tanrı olan Lord hükümdar tarafından yönetiliyor. Bir isyan, Kelsier ve onun ekibi tarafından çıkarılacak. Sissoylular, siskanlar, sishortlağı, sorgucular, haydutlar, sikkeciler…
Genelde okuduğum kitaplarda 100 sayfa bana az gelir, daha çok okumak için can veririm. Lakin bu kitap o kadar dolu doluydu ki 100 sayfa okuyunca kendimi bi alim gibi hissettim. Kitabın boyutu büyük ve puntosu küçük de olunca hiç bitmeyecekmiş gibi göründü gözüme( 2017, 3.baskı) Yine de okumam uzun sürmedi.
Ağır bir fantastik olduğunu söyleyebilirim bunu dikkate alarak ve kafanızın da rahat bir döneminde başlayın derim. Kurgu olsun evren olsun harikaydı. O metaller, kullanmaları, İtme, Çekme falan çok iyiydi. Belki birinci ağızdan okusaydık daha güzel olabilirdi. Çokça karakter vardı, bence Kelsier çok komik eğlenceli bir karakterdi. Keşke keşke…. dilim varmıyor susuyorum. Vin’i de gayet sevdim. Balo kısımları, Elend’le olan sohbetleri eğlenceliydi. Elend’ın gelmesini bayağı bi bekledim gelince çok sevindim, o da gönlümü çalan bir karakter oldu. Hem de beni yaralayan. Din, inanç gibi değindiği kısımlarda etkilendim. Kitabı okurken bayağı bir yükseldim ve üç yerde de gözlerim doldu... Sonlara doğru bir hızlanmışım ne ara bitti ne ara oldu her şey…Sonu mutlu sondu ama işte keşke olmasaydı dediğim bir yer de vardı da olmak zorundaydı... Her türlü kesinlikle devam edeceğim. Yazardan okuduğum ilk kitaptı ayrıca diğer serilerine de şans vermek çok istiyorum.
Ve ayrıca sağolsun tüm yazarlar. Sayenizde artık kimseye güvenmeyeceğim, unutmam artık.
Herkes, herkese ihanet edebilir. Ya da etmez.
Keyifli okumalar dilerim, tavsiye de ediyorum okuyun :)