Gönderi

360 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Hiç merak etmediğiniz o eleştirilerle dolu, olumsuz yorum.
Öncelikle bu kitabın okumaktan pek hoşlandığım bir türde olmadığını, buradaki ve çeşitli farklı platformlardaki yorumlara baktıktan sonra satın aldığımı ve ne beklemem gerektiğini bilerek okumaya başladığımı söylemem gerek. Kitap okuma döngüm bir kısırlığa girdiği ve normalde tüketmediğim türden bir kitabın bana farklı ve olumlu yönde bir okuma ivmesi kazandırmasını umduğum için özellikle bu kitabı seçmiştim. Yani türünü sevmediğim için önyargılı değildim ya da olumlu yorumların büyüsüne kapılıp büyük beklentilere de girmemiştim. Ancak kitap, hali hazırda oldukça düşük tuttuğum beklentimin de çok altında kalarak beni hayal kırıklığına uğratmayı başardı. Başta spoilersız bir biçimde genel hatlardan bahsedip sonrasında uyarımı yapıp detaylar vereceğim, uyarıya kadar rahatlıkla okuyabilirsiniz. Kitapta beni en rahatsız eden şeyler, belirli ana fikre ve merak uyandırıcı bir olay örgüsüne sahip olmaması ile yazarın dilinin vasatın altında kalan sıkıcılığı. Ortada bir ana fikir varsa bile (travmların atlatılması, üstesinden gelme gibi bir konuyu işlemeye çalışmış çünkü yazar) bunun kesinlikle kitap genelinde homojen bir şekilde işlenmediğini, altının boş kaldığını biraz oldu bittiye getirildiğini düşünüyorum. Olay örgüsü de kesinlikle tahmin edilebilir, bomboş ve sıkıcı ilerliyordu. Bu kısımları spoilerlı kısımda örneklendireceğim. Diline gelecek olursak da... Eğer kitapta fazlasıyla +18 sahne bulunuyor olmasaydı okumaya yeni ısınan orta okul-lise çağında gençler için uygun bir akıcılığa sahip diyebileceğim kadar basit ve inceliksiz bir kalemi vardı yazarın. Elbette her metnin edebi ağırlığı olması gerekmiyor, kitaptan öyle bir beklentim yoktu ama çok ucuz bir internet romanı okuyormuş izlenimine kapıldım. Seks sahneleri ve esas karakterlerin tasvirleri dışında neredeyse hiçbir konuda detay vermeyen bu derinliksiz ve bayağı anlatım biçimi beni hayli yordu okurken. Liseli bir genç kızın bundan daha iyi yazabileceğini düşünüp durdum. -Hele ki şunu eklemeden geçemeyeceğim kitapta neredeyse her cümle "hafifçe kahkaha attım" ile bitiyor. Kızın başka reaksiyonu yokmuş, yazar başka bir şeylerle ifade etmekten acizmiş gibi sürekli her şeye kahkaha attırması beni çok irite etti. Fark ettiyseniz o kadar şey söylememe rağmen henüz kitabın konusundan bahsetmedim bile çünkü "travmalarından kaçan genç bir kızın hiç bilmediği bir kasabada, sadece birkaç ay gibi kısa bir sürede, yine travmaları olan bir adamla büyük bir aşk yaşaması" bana pek konu gibi gelmiyor. Ana olay yok, yan olaylar yok, bir çatışma, bir gizem unsuru, bir zirve (climax) noktası yok. Ters köşe demeye bin şahit bir tek olay var, onun da gelişini 300 sayfa öteden anlayabiliyorsunuz zaten. Sonuç olarak zerre kadar çekiciliği olmayan, merak uyandırmayan, karakterleriyle yeteri kadar empati kurma imkanı vermeyen ve hiçbir şey anlatmayan bu kitap benim için sadece tek bir alınış amacına hizmet edebildi. Bundan sonra okuyacağım en sıkıcı ve kötü kitabı bile bununla kıyaslayacağıma ve bir şekilde okumaya devam edeceğime eminim. -Buradan sonrası irili ufaklı SPOİLER ve sadece okuyanların anlayabileceği alıntılar içeriyor- Kitapta travmaları olan karakterler, mevcut travmalarına yeterince sadık kalamıyor bana göre. Yukarıda altı boş derken bunu kastetmiştim. Babası gözlerinin önünde öldürüleli ve kendisi de saldırıya uğrayalı sadece altı ay olmuş birinin böyle ortalıkta kahkahalarla gülerek gezmesi, kolaylıkla bir erkekle randevulaşıp öpüşmesi bana çok garip geldi. Burada kızın yas dönemini eleştirmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Elbette istediğini yapabilir ama bence yapamaması daha normal olurdu. Bir süre kabuslar ve anıların tetiklenmesiyle kızın travması anlatılmaya çalışılsa da bana çok çiğ geldi buralar. Daha önce travmatize olmamış birinin elinden çıktığı belli olan, çok "ilk akla geleni yaz geç" şeklindeydi sanki. En çok da babasının katili tarafından az kalsın cinsel istismara uğrayacak birinin bir erkeğin yanında kolaylıkla rahatsız olması ve temasından kaçınması gerekirdi gibi geliyor. Burada hem Travis ile ilk öpüştükleri sahneyi hem de Archer ile her yakınlaşmalarında kızın cinsel olarak uyarılmasını kastediyorum. Bu da bana yazarın hiçbir cinsel travma tecrübesi de olmadığını açıkça hissettirdi. Zaten sonrasında bu kadar büyük ve uzun yıllar terapiyle belki üstesinden gelinebilecek bir sorunu, "aa tek derdim bunu dillendirip olayla yüzleşememekmiş, bak bir gecede iyileştim artık kabus mabus yok" şeklinde çözüverdi. Gerçekten gülsem mi ağlasam mı bilemedim bu noktada. Travma şak diye kesilen bir şey olsaydı keşke... Archer, Bree'ye oranla, nispeten daha iyi yazılmış olsa da o da eksiklikleri olan bir karakterdi. Yazar Archer'ın cinsel tecrübesizliğinin ve pek çok konuda "adam gibi hissetmeme" yetersizliğinin onda yarattığı özgüven eksikliğini anlatmaya harcadığı zamanı eğer, 16 yıl boyunca ihtiyaç duymadıkça dışarı adımını atmamış bir genç adamın muhtemel kişilik bozukluklarını da işlemeye harcasaydı ortaya çok iyi yazılmış bir karakter çıkabilirdi bence. Ailesi gözlerinin önünde ölen, küçük yaşta konuşma yetisini kaybeden, yaşıtları tarafından aşağılanan ve zorbalığa uğrayan, akli dengesi yerinde olmayan bir adam tarafından toplumdan izole şekilde yetiştirilmiş, eğitim ve sosyal çevre görmeden büyümüş birinin nasıl oluyor da özgüvensiz, asosyal ve kaybetme korkusu olan küçük bir çocuk gibi davranması dışında hiçbir falsosu olmayabiliyor? Bu anlayışlı, merhametli, iyi yürekli, komik, nazik adam, sorması ayıp, bu karakteri dağlara taşlara baka baka mı geliştirdi? Melekler mi büyüttü bu çocuğu? Bu adamın bir kusuru bile olmaması onun yazarın fetişize edilmiş "harika erkek" modelinden süzülmesinden kaynaklı sadece. Madem böyle bir karakter yazmak istedin neden çocuğa trajik bir geçmiş verdin ki? Bu geçmişin hikayeye katkısı çok çok az zaten. Küçükken oyun oynarken arkadaşlarıyla iddiaya girip iğne yutmaya kalkan ve bu yüzden ses tellerine zarar vermiş bir çocuk olsaydı da yine aynı sona bir şekilde ulaşırdık bence. Her neyse. Olay örgüsüyle ilgili örnek vereceğim demiştim, oraya geldim. Klasik bir vasat roman belirteci olan, esas karakterle iletişimdeki bütün yan karakterlerin sadece esas karakterlerin hayatını destekleme rolleri olan kağıttan karakterler olmasın sorunu, burada da vardı. Şimdi inceleyelim: Bree yeni bir kasabaya gidiyor, yan komşusu inanılmaz tatlı teyze hemen onu çaya davet edip Archer'ın aile meseleleri hakkında uzun uzun bilgiler veriyor ve iş bulmasını sağlıyor. İş bulduğu yerdeki insanlar hemen ona çok iyi davranıp Archer ve Travis hakkında yine uzun uzun bilgiler veriyor. İş yerinde HEMEN iki kızla arkadaş olunuyor, onlarla HEMEN çok yakın kanka olunuyor ve bu çok yakın kankalar Bree'yi Travis ve Archer ile aynı ortama sokmak dışında hiçbir şekilde kitapta bulunmuyorlar. Toplamda üç kere gördük onları. Bree'nin Ohio'dan gelen kankalarının tek işlevi Archer'ın kıskanmasını ve telefonda Bree ile mesajlaşmalarını sağlamak. Sadece isimlerini bildiğimiz bu ikili sonra bir veda bile olmaksızın puff diye yok oluveriyorlar. Hele bir sahnede kadının biri "ben komşunun arkadaşıyım" diye pat diye otoparkta Bree'nin yanına geliyor ki... Üç saniye önce tanıştığı kadın, o gün ilk kez gördüğü bir kıza, rahmetli en yakın arkadaşının (Archer'ın annesi), Archer'ın babası tarafından bir partide içkisine ilaç atılıp tecavüz edildikten sonra hamile bırakıldığını ve evlenmek zorunda kaldıklarını anlatıyor. YOK ARTIK YA. Artık o noktada nasıl baygınlık geçirdiğimi anlatamayacağım bile. Bu yukarıda saydığım karakterlerin tek olayı Bree'nin hayatını iyileştirmek, Archer ile ilgili bilgiler vermek ve ikisinin arasını yapmak. Hiçbirinin ismi dışında hiçbir şeylerini bilmiyoruz. Bu yüzden de yan karakterlerin hepsi iki boyutlu ve kesinlikle gerçek hissettirmeyen, kitabın ucuz anlatımını damardan besleyen unsurlar. Daha içimi dökmek istediğim çok detay olmasına rağmen, bu kitabın hali hazırda hak ettiğinden fazla vaktimi aldığını, ona değerinden daha uzun bir yorum bıraktığımı düşündüğüm için artık noktalıyorum. Para verdiğim için pişmanım, kitaplığımda bulunmasından rahatsızım, buradaki ilk incelemem olduğu için de biraz üzgünüm... Keyif alarak okumayı başaran herkesi tebrik ederim, ben her bir sayfasından nefret ettim. Ancak bundan sonra okuduğum her kitap bundan daha iyi geleceği için bunu bir motivasyon çıtası olarak kullanmaya karar verdim.
Başka Dilde Aşk
Başka Dilde AşkMia Sheridan · Yabancı Yayınları · 20231,620 okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.