Köpekli Çocuklar Gecesi ülkemizdeki ilk ekolojik distopik eser olarak geçmekte. Kitabın konusu dünyada hızla gelişen iklim değişikliği ve müthiş bir kuraklık gelişmektedir. İnsanlar bırakın suyu kullanmak için bulmayı içmek için dahi bulamaz hale gelirler. Öyle ki kitapta şöyle bir cümle geçer ''Eskiden her gün duş yapamazsam huzursuz olurdum. Çiçekleri sular, sebzeleri, meyveleri bol suyla yıkardım, tuvaletin sifonunu da iki kez çekerdim. İnsan hiçbir konuda şımarıklık etmemeli, zorda kalınca her şeye alışılıyor.'' Kitapta iki ana karakter karşımıza çıkar. Birisi botanik ile ilgilenen kadın diğeri ise çöl arkeoloğu adam. Çoğunlukla bu iki karakterin araştırma yapmak için gittikleri yerde karşılaşıp yaşanılanları konuşmalarıyla öğreniriz. Başlarda elbette bütün dünya bu felaketin geçici olduğunu, telaş yapılmaması gerektiğini söyler. Hatta insanlara yalan söylemlerde bulunur bazı kötü olaylardan bahsetmezler. Köpekli çocuklara gelecek olursak, insanlara yardım etmeye çalışan felaketleri iyi olduğuna inandıkları insanlara haber vermeye çalışan bir oluşumdur. Köpekli Çocuklar Gecesi bana okurken sık sık günümüzdeki afetleri, iklim değişikliklerini düşündürdü. Eğer doğaya zarar vermeye devam edersek başımıza kitaptaki sıkıntıların kısa sürede gelebileceğini de düşündürdü. Bu yüzden üzülerek, birazda ürpererek okudum. Ama herkesin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum. Herkesin okuması bu korkuyu yaşaması ve doğaya yeterli saygıyı ve ilgiyi verme konusunda bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum. Sen ne yapıyorsun diyebilirsiniz. Elimden geldiğince kirlilik yaratmamak, suyu israf etmemeye çalışmamak gibi şeyler. Herkese iyi okumalar dilerim :)

Köpekli Çocuklar GecesiOya Baydar · Can Yayınları · 2019373 okunma

·

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merve Doğan Uygun