Gönderi

ÖLÜMDEN SONRAKİ HAYATIN BİR DELİLİ
Bakara Sûresi’nin 260. âyet-i kerîmesi, Cenâb-ı Hakk’ın kudretine ve âhiret âlemine dair bir delildir ki şöyle tefsir edilmiştir: Habîbim! Ve o vakti de yâd et ki İbrahim aleyhisselâm niyâz ederek, “Yâ Rabbi! Ölüleri nasıl ihya edeceğini bana göster.” demişti. Cenâb-ı Hak da Hz. İbrahim’e “İnanmadın mı?” diye buyurmuştu. Hz. İbrahim de “Evet, inandım yâ Rabbi! Sen ölmüşleri diriltmeye kâdirsin; âmennâ. Fakat kalbimin mutmain olması için böyle bir niyâzda bulundum. Bu husûsta kudret-i İlâhiyye’nin tecellisini daha dünyada iken görmüş bulunayım.” dedi. Bu niyaz üzerine Allâhü Teâlâ da: “Kuşlardan dört tanesini tut da güzelce görüp tanı, sonra onları parça parça edip her dağ başına onlardan birer parça bırak. Sonra da onları çağır, sana uçarak gelirler. Mevtânın nasıl yeniden hayat bulacağını böyle bir numune ile görmüş olursun. Ve bil ki Allâhü Teâlâ, şüphe yok ki Azîz’dir, Hakîm’dir.” buyurdu. Hazret-i İbrahim de bu emr-i İlâhî’ye imtisal etmiş, parçalayıp bırakmış olduğu kuşların tekrar hayata kavuştuklarını görmüştür.  Velhâsıl, bu vaka, beşeriyet için bir ibret dersidir. Bu kuşları ve emsalini bidayeten (başlangıçta) böyle hayat sahibi, muhtelif sınıflara ve husûsiyetlere sahip bir hâlde yaratmış olan Allâhü Teâlâ’nın, bunları öldürdükten sonra tekrar ihyâya kâdir olacağı da son derece açıktır. Kâinatı yaratan Allâh’ın varlığına inanan bir insan, böyle hârikulâde görülen bir hâdisenin vukûunu inkâr edemez. Artık kıyamet günü gelmeden önce, Cenâb-ı Hakk’ın bütün emirlerine, nehiylerine göre harekette bulunmak, din uğrunda her türlü fedakârlığı bir nimet telâkki etmek, onun yolunda mâlen ve bedenen hizmette bulunmayı bir selâmet ve saadet vesilesi bilmek lâzım gelir. İnsan, o sayede zulmetlerden kurtulup nura çıkar. İşte bunun içindir ki, Cenâb-ı Allah, bizlere hak yolunda infâkta (harcamada) ve fedakârlıkta bulunmayı emretmektedir.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.