Kuran her Cihetten Allah'ın Kelamıdır...!
Bundan sonra hiç şüphe etmeden ve duraksamadan bilmen gerekir ki Kur'ân Allah'ın kelâmı, vahyi ve tenzîlidir. Onda O'nun tevhîdini, mârifetini, nimetlerini, sıfatlarını ve isimlerini ifâde eden manalar vardır. O, O'nun ilminden yaratılmamış bir ilimdir. Nasıl okunursa okunsun, nasıl yazılırsa yazılsın, nerede tilâvet edilirse edilsin, hangi yerde olursa olsun, ister semâda ister dünyada olsun, ister Levh-i Mahfuz'a kaydedilmiş olsun, ister mushaflarda, ister çocukların levhalarında yazılmış olsun, ister taşa kazın- mış olsun; o her hâlde ve her cihetten Allah'ın yaratılmamış kelâmıdır. Kim onun yaratılmış olduğunu söylerse ya da "Allah'ın kelâmıdır' deyip duraksar veya şüpheye düşerse ya da diliyle söyleyip içinde (söylediğinin aksini) diyerek avamı kendilerine çekmektedirler. Bunun sonu da Cehmiyye'nin görüşüne varmaktadır.
nuşuyorken onlar ne diye konuşayacaklarmış?"
Abdullah "es-Sünne"sinde (209) şöyle demiştir: Babam (rahimehullah)'ın kendisine Vâkife hakkında sorulması üzerine şöyle dediğini işittim: "Onlardan tartışan ve kelâmcılığıyla bilinen kimse cehmîdir. Kelâmcılığıyla bilinmeyen kimseden ise dönene kadar uzak durulur. İlmi olmayan kimse de sorup öğrenir."
Ahmed b. Menî' rahimehullah (v. 244) şöyle demiştir: "Onun (yani Kurân'ın) hakkında duraksayan kimse bakkallar, kadınlar ve çocuklar gibi aklı ermeyenlerdense onun hakkında bir şey söylenmez, ona öğretilir. Eğer aklı erenlerdense onu da Cehmiyye vâdisine fırlat."
Lâlekâî'nin (321) rivâyet ettiğine göre Ebû Hâtim ve Ebû Zur'a -Allah onlara rahmet etsin akîdelerinde şöyle demişlerdir: "Hicâz olsun, Irak olsun, Şâm olsun, Yemen olsun; her beldede bulunan âlimleri gördük. Onların görüşleri ara- sında şunlar vardı... Kim Kur'ân hakkında câhil olduğundan dolayı duraksarsa ona öğretilir. Bidatçilikle itham edilir ama tekfir edilmez."
El- İbanetu's Suğra Dinin ve Sünnetin Asılları
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.