Bu kitabı birkaç yıl önce Türk Dili ve Edebiyatı dersime giren bir öğretmenimin tavsiyesiyle almıştım ancak aldığım gibi okuma fırsatım olmadı ancak birkaç yıl sonra yani bu günlerde okuyabildim. Benim okuduğum baskı 2016 yılının Ocak ayında yapılmış 9. Baskıdır. Birden fazla kişinin anlatıcı olduğu bu roman, Tarihi Roman türünde okumayı seven kişilere önerebileceğim bir eser. Kitabın son sayfasında yer alan kaynakça bölümünde Yazar ne kadar süre bu eseri ortaya koymak için çalıştığını ve bu eserin oluşumunda kullandığı kaynakların ne kadar fazla olduğundan bahsetmiş. Zaten bu eseri okurken incelikli bir şekilde üzerinde çalışılmış bir yapıt olduğuna kanaat getireceksiniz. (Böyle düşünmeyebilirsiniz de.) Kitaptan benim aldığım mesaja gelecek olursak… II. Mehmed’in genç ve tecrübesiz oluşu gerek karşı taraftaki gerekse kendi yanında olan kişilerce başarısız olacağı algısı uyandırmış ancak o bunlara aldırış etmemiş ve verdiği karardan geri dönmemiş. Yani sen Sultan da olsan illa ki etrafında senin başarısız olacağını düşünen ya da böyle olmanı isteyen kişiler olacak bu noktada senin yapacağın şey bu kişilere laf anlatmak değil nasıl olduğunu eylemlerinle göstermek. Tabii kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değiliz orası ayrı. Bazen İstanbul’un fethi söz konusu olduğunda sanki bir günde olup bitmiş gibi anlatılır. Ancak bu süreç o kadar uzun ki ve önemli olaylarda başkahraman hep bir kişi olur, o olay onun adıyla birlikte anılır ve bu tür olaylarda canını feda eden kişilerin olduğunun unutulması, göz ardı edilmesi, sıranın onlara gelmemesi vb. adına ne dersek diyelim bu şekilde bir kişiyi yüceltirken olayın tesirini azalttığımızı düşünüyorum. II. Mehmed’in padişah sarığı yerine alimlerin kullandığı sarığı tercih etmesi, alimlere ve ilme verdiği önemi anlatan kısımlar ise beni en çok etkileyen pasajlar oldu.

Dünyanın İlk GünüBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20173,322 okunma

·

29 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşenur