Gönderi

Dangalak
- Tabii ki değilsin Petruşa; beni iyi dinle Pyotr: Seni azarlamak için düzenbaz demedim. Şaka olsun diye, iyi anlamda söyledim. Bazen Petruşka, birine karşı düzenbaz, seni küçük sahtekar gibi ifadeler kullanmak iltifat yerine geçer ve onun cin gibi kurnaz olduğu ve kimsenin onu kan­dıramayacağı anlamına gelir. Bazı insanlar bundan hoşla­nır... Neyse, önemli bir şey değil!
Öteki
Öteki
Vesilesiyle bir zamanlar değerli hocamın anlattığı ufak bir pasajı yazacağım buraya. İlerde olmaz da unutursam diye gelir okurum. Doktorların kapı kapı gezdiği, kendi kliniklerinin olduğu ve hastaların yanına kendilerinin gittiği bir dönemde bir kış akşamı doktorlardan biri yine bir hastasını ziyarete gidiyormuş. Vakit geceymiş, yollar soğuk havadan dolayı buzluymuş, doktorun da önünde ona el feneri ile yolu gösteren bir delikanlı varmış. Doktor elinde tuttuğu çantasındaki kırılabilecek olan malzemelerden dolayı çocuğu uyararak feneri düzgün tutmasını, diğer türlü düşerek eşyalarını kurabileceği konusunda onu uyarmış. Çocuk tamam demiş demesine ama çok da umursamamış. Bunun üzerine olan olmuş. Doktor yoldaki buzda kaymış, yere düşmüş. Uyarmasına rağmen çocuğun dikkatsizliğinden ötürü duruma sinirlenen doktor anlık bir sinirle "Dangalak!" diye kızmış çocuğa. Bunu duyan çocuk sinirlenmiş, çıkarmış çakısını cebinden; "Madem sen bana böyle dedin, benim seni öldürmem şart oldu artık," demiş. Bir anda kabadayılık taslamaya doktorun üzerine yürümeye başlamış. Doktor da bunu görünce hemen toparlamaya çalışarak, "Sen beni yanlış anladın evladım, literatürde biz dangalak kelimesini ne kadar yakışıklı, karizmatik adam demek için kullanırız demiş." Tabii o zamanlar doktorların üzerine laf söylenmez, her şeyin en doğrusunun onların dediği olduğunu düşünen çocuk yumuşamış, gururlu bir şekilde gülümseyerek şöyle demiş. "Doktor efendi, sen bir de benim dedemi göreceksin. Öyle dangalak adamdı ki..."
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.