Gönderi

Leonardo'nun Mona Lisa tablosu hakkında
Sigmund Freud’a bakarsanız, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının yüzündeki ilginç ve gizemli gülüş, portreye model olan soylu kadın Gioconda’nın yüzünde yakalanmıştır. Ancak ressam, durumun bilincinde değildir, bu gülüşün, ona annesinin anısını hatırlattığını bilmez. Buna rağmen, modelin yüzündeki gülüş bir kere yakalanınca, ressam, o gülüşü tuvaline geçirmek için elinden gelen çabayı esirgemez: portre üzerinde çalıştığı dört yıl boyunca, poz verişleri sırasında hanımefendiyi avutmak ve ünlü gülümsemeyi yüzünde tutmak için en ince hünerleri kullanır. Ressam, bu gülümsemeyi başka resimlerinde de, yansıtmak ister. Örneğin “Madonna ve Çocuk St. Anne ile” tablosunda yansıtılan kadınların dudaklarında titreşen gülümsemelerin şaşmaz biçimde Mona Lisa’dakinin aynısı olduğu söylenir. Şu farkla ki, bu sonuncu tablodaki gülüşler tekinsiz ve gizemli niteliğini yitirmiştir ve dışa vurduğu şey içsel duygu ve dingin neşedir. Leonardo, farklı tablolarında bu gülümsemenin çeşitlemelerini yansıtmıştır. Freud, duruma şu açıklamayı getiriyor: “Leonardo, bir zamanlar kendisini sevip okşarken annesinin dudaklarında titreşen neşeli ve coşku dolu gülümsemeye yaşamının olgunluk döneminde (elli yaşından sonra, R.Ö.) bir kez daha rastladığında uzun zamandır kadınların dudaklarından böylesi öpücükleri arzulamayı ona sonsuza dek yasaklayan bir ket vurmanın egemenliği altındaydı. Ama bir ressam olmuştu ve böylece onu tüm resimlerine vererek gülümsemeyi fırçasıyla yeniden yaratmaya çalıştı.” (Sigmund Freud, Sanat ve Edebiyat, Payel Y. İst. 1999, s. 185 vd. -IV. bölümden çıkartılan sonuçlar-). Fakat acaba Leonardo, yakaladığı o gülümsemeyi tablolarında yansıtmayı başarabilmiş midir? Başarabilir miydi? Seyirci olarak bizim o tabloları hayranlık verici güzellikte bulmamız değildir söz konusu olan; bizzat ressamın yaptığı işten sağladığı doyum neydi, onu soruyorum. O, eğer bu başarıyı sağladığını düşünseydi ve yaptığı işten doyum sağlamış olsaydı, aynı gülüşü bir kere daha ve sonunda bir kere daha yapmaya, yeniden ve yeniden teşebbüs eder miydi? Yeni teşebbüslerine gerek kalır mıydı? Kaldı ki, her defasında o, eksik bırakılmış olan bir şeylerin varbulunduğunu duyumsuyordu ve o eksikliği yeni çalışmasıyla tamamlamaya girişiyordu. Ne var ki, başlanan her girişimin akim bırakıldığı da bilinmektedir. Leonardo’nun eserlerini “yarım bıraktığı” bilinmektedir.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.