Gönderi

"Efendim," diye istekle sözün altını kısıp ocakta uzun tutmaya davranarak, "Bekarlık sultanlık derler. Doğrudur, amma bekar olmak için de sultan olmak gereklidir. Sen sultan mısın, yoo, rezilin erzelin tekisin o zaman evleneceksin. Bekarlık müptezelliği artırır, yani müptezelin müptezelliğini ama öyle olmayanın da şanım, şerefini, ilmini, derecesini artırır. Orta adam mı, koy hemen nikaha şerefsizi, çekilsin aradan, mıymıntı kadın mı, ver kocaya da gelsinler hakkından, kendini bir şey zanneden uyuz herif mi nikahla da görsün kendi etrafım dönemeyen çapım, nikahta keramet vardır diye boşuna dememişler, işte sana 'keramet, işte gerçeğin ayan oluşu, insanın, yalnız duramayan insan serpintisinin kendini yanındakinde görüşünden ve bundan kaçamayışından ala keramet olur mu? Hiç kimseye bir şey karısı ya da kocası kadar kendiyle ilgili bir ayna tutamaz, bunlar hep keramet. Evet, bekarlık da zor ama sultana safa aynı zamanda. Zorluğu da safa, bolluğu bereketi de. Külli safa. Mücerred ol, hem de pak-i mücerred ol da safayı gör. Allah yarattığını bilmez mi, haşa ve kella. Evlenin diye bu yüzden diyor, bekar durabilecek, kendine süflileşmeden baş gelecek, yalnızlıkla sırlara mazhar olacak, derinleşebilecek, ihtimalini deşecek, günlük rezilliğe boyun eğmeyecek, karının ard eteğinde ömrünü paçalı donun lastiği gibi geçirmeyecek kaç kulu var bilmez mi, biliyor, o yüzden evlenin diyor, ya ne diyecek?" Durdu bir yutkunup, "'Evlenin tamamlanın,' diyor, çünkü insanın yarım olduğunu biliyor, ne demişler, 'iki sakim bir müstakim', yani 'iki yanın bir tam eder,' demişler, gerçi o da etmiyor ya neyse. Yani dert tamın derdi değil, evlilik yarım adam işi vesselam."
·
156 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.