Gönderi

296 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Jul Sezar’ın kızkardeşi Atia’ya yazdığı mektupla başlıyor. Yeğenini, Gaius Octavius’u eğitim için Apollonia’ya göndermesini istiyor. Çünkü kendisinden sonra yerine geçmesini istediği kişi yeğeni. Yıllar içinde malûm olan gerçekleşiyor ve Jul Sezar haince öldürülüyor. Roma’yı devralan, yaralarını saran, sınırları genişleten, adaleti, düzeni ve yüzyıllar sürecek barışı- Pax Romana’yı getiren Gaius Octavius Sezar oluyor. Kitap MÖ 45’ten başlayıp MS 55’e kadar sürüyor. Augustus’un yakın arkadaşları, ailesi, kızı Julia ve döneme tanıklık eden önemli isimlerin, kölelerin, sosyetik kişiliklerin yazdığı mektuplar, günlükler, fragmanlar şeklinde ilerliyor. Bu 100 yıl içinde hem kişisel hem iktidara yönelik hem de halkın yaşam tarzıyla ilgili bir anlatım mevcut. Çoğu mektupta siyasi çekişme, entrika, ihanet, evliliklerin politik önemi vurgulanıyor. Ön planda bunlar olurken geride özellikle Augustus’un kızı Julia ve son bölümde Augustus’un iç dünyası olaylara diğer taraftan bakmamızı sağlıyor. ‘Benim iki kızım var, biri Julia, diğeri Roma’ diyen Augustus’tan ‘Bir kızımı diğeriyle değiş tokuş ettim’ diyen bir babanın, ülkesi için bütün çabasının boş olduğunu düşünen bir komutanın, ihtişamlı zaferleri olan bir yöneticinin pişmanlıkla geçen son günlerine uzanıyor. Kitapta babasının ellerinden kayıp giden, Roma’ya kurban edilen bir kadın, Julia’nın yazdıkları çok etkileyiciydi. Aynı zamanda Augustus’un yakın dostlarından olan Vergilius’u Augustus’un gözünden görmek de paha biçilemezdi. John Williams bu kitap için tarihi gerçeklerle birebir örtüşmediğini söylüyor ama Antik Roma Dönemi’ni konu alan başarılı bir tarihi kurgu olduğunu düşünüyorum. Antik dünya ve tarihi kurgu okumayı sevenlere tavsiyemdir.
Augustus
AugustusJohn Williams · Yapı Kredi Yayınları · 202027 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.