Selamlar. An itibariyle Ölümcül Oyuncaklar serisini bitirmiş bulunmaktayım. Seri bittiği için biraz gözü yaşlı olsam da diğer taraftan bu uzun seriyi sonunda tamamladığım için mutluyum.
Kitap genel olarak keyifliydi bana göre. Bir sonraki seri olan Karanlık Sanatlar için girizgah çok güzel işlenmişti. Yeni karakterlerin tanıtımı kitaba çok güzel yedirilmişti. Kitapta ara ara Tessa'dan bahsedilmesi bence çok hoştu. Hatta kitabın sonunda Clary'nin Tessa'yla tanışması ve Tessa'nın Clary'ye Charlotte'ın Kodeks'ini vermesi çok hoş detaylardı.
Kitapta gerekli görmediğim bölümler vardı. Yani kitap zaten çok uzun ve gereksiz uzatıldığını düşündüğüm yerler vardı. Spektron olayı anlamsızdı bence. Mantık hatası olarak gördüğüm bir diğer kısım ise ekibimizin Edom'da beş karanlık avcıyı gayet kolay bir şekilde yenmeleriydi. Hani manastırda altmış gölge avcısı kırk kişilik karanlık avcı ve perilerden oluşan düşmanı yenememişti. Hani çok güçlülerdi. Nasıl oldu da bizim genç gölge avcılarımız beş kişiyi bu kadar kolay yenebildi ? Yani evet senaryo güzel ama biraz kendi içinde çelişiyordu.
Gölge avcılarının ne kadar bencil ve yozlaşmış bir topluluk olduğunu kitabın sonunda görüyorsunuz. Helen'i sürgün edip, Mark'ı kaderine terk ettiklerini okuduğumda Valentine haklıymış dedim. Yöntemleri yanlıştı belki ama konseyin yozlaştığı gerçeğinde haklıymış.
Jace ve Clary sonunda kavuştu, ben de bir oh çektim. Magnus, Alec'i affetti ve midemde kelebekler uçuştu. Malec çifti serideki favori çiftim olabilir. Magnus'un hayatındaki önemli olayları yazdığı defteri Alec'e vermesi bence çok güzelmdüşünülmüş bir jestti. Magnus'un Alec'le ilişkisini düzeltmek için çabalamasını okumak beni çok mutlu etti gerçekten.
Simon'ın yine başına gelemeyen kalmadı. O kadar şey yaşadı ve en sonunda bütün anılarını kaybetti. Tabii ki Magnus bir şekilde yolunu buldu her zamanki gibi. Üzümlü kekim <3 Tabii Isabelle'e de üzüldüm. Tam Simon'la işleri toparlamışlardı ki Simon onun varlığını unutmak zorunda kaldı.
Jordan'a üzüldüm. Herkesle birlikte mutlu bir sonu hak ediyordu.
Raphael'in Magnus için kendini feda etmesi çok dokunaklıydı. Raphael'i sevmezdim ama son anlarında kalbime girmeyi başardı.
Ve Sebastian... Kitabın sonunda Sebastian'a yani Jonathan'a üzüldüm. Böyle bir hayatı hak etmedi.
Kitapta hoşuma giden bir diğer şey kitabın sonunda karakterlerin hayatlarının ne yöne gideceğinin anlatılmasıydı. Yani kitabın yaklaşık son yüz sayfası her şey bittikten sonra karakterlerin neler yaptığı ve yapacaklarını anlatıyor. Bu kısım benim çok hoşuma gitti çünkü hiçbir karakter hakkında soru işaretim kalmadı. Eee şimdi ne olacak demedim.
Yani arkadaşlar benim için kitap güzeldi. Güzel bir final kitabıydı. Olayların çözümlenme süreci güzeldi. Seri sonu kitabı için başarılı bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
Sevgilerle <3