Gönderi

413 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Her birimizin yaşamında hüzünlü, mutlu, endişeli, sıkıntılı, neşe dolu anlar vardır. Gün gelir bu anlardan birini yaşarken zamanın ağırlığını üzerimizde o kadar derinden hissederiz ki sanki o an hiç tükenmeyecekmiş gibi gelir. İşte tam da bu noktada kısacık bir ana mahsus mutluluk ya da hüzün bir asra bedel olur ve ruhun derinliklerine yerleşir. Cengiz Aytmatov da okuyucusuna kısa bir zaman dilimini anlatırken aslında koca bir asrın manzarasını sunar. Tren aktarma istasyonu olan Boranlı'da yaşayan ve istasyonda çalışan Yedigey bu manzara boyunca okuyucuya eşlik eden ana kahramandır. Bütün hikâye Yedigey'in en yakın dostu Kazangap'ın vefât etmesiyle başlar. Dostuna karşı son görevini hakkıyla yerine getirmek için harekete geçen Yedigey, okuyucuyu enfes bir hikâyenin derinliklerine çeker. Eser boyunca Yedigey, Ukubala, Kazangap, Abutalip, Zarife gibi kahramanların hikâyelerini okurken aslında tüm bu yaşamların bir ideali ifade etmek adına araç olduğunu görmek mümkündür. O dönemde Juan-Juanlar tarafından çeşitli işkencelere maruz bırakılarak hafızasından mahrum bırakılmış, mankurt hâline getirilen insanlardan bahseder yazar. Bu noktaya temas ederken aynı zamanda kimlik, aidiyet, gelenek görenek gibi kavramları da sıkça hatırlatır okuyucuya. Zira kendi kültüründen, kimliğinden soyutlanan bir insanın yaşama amacı kalmaz dünyada. Bizleri diri tutan, bağlılığımızı ihya eden aidiyetimizdir. Kimi zaman bir vatana, bayrağa, kimi zaman bir toprağa ve devlete... İşte satırlarda her daim Cengiz Aytmatov'un "Mankurt olmayalım ve kimse mankurt olmak zorunda bırakılmasın" çığlığı yer alır. Diğer yandan hikâyenin geçtiği dönemin II.Dünya Savaşı sonrası olması sebebiyle Sovyet Rusya rejiminin bozulması ve çöküşü gözler önüne serilir eserde. O dönemde insanlara yapılan birtakım eziyetler, adaletsizlik, sömürge romanın ana unsurlarındandır. Adalet, hak, hukuk olgusu her fırsatta vurgulanmaktadır. Eseri okurken çokça keyif aldım, pek çok kısmın altını çizdim tekrar tekrar okudum. Her okuduğumda uzun zaman önce yazılmış bir eserin zamanının ötesine hâlâ seslenebiliyor olmasına bir kez daha tanıklık ettim. Zira yazıldığı dönemin dışına çıkabilen eserlerle her zaman karşılaşamıyor insan. Son derece akıcı, insanı derinden etkileyen, kaliteli bir eserdi. Eserin içerisinde yer alması gereken fakat yazıldığı dönemde buna izin verilmeyen bölümün yer aldığı bir diğer kitap olan Cengiz Han'a Küsen Bulut'ta şimdi sıra. Keyifli okumalar. :) "Asıl mesele de bu işte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir şeyi değiştirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur."
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145 okunma
··
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.