Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Dorian Gray’in Portresi (Sadece Sıkı Okurlara Önerimdir)
Selamlar, Dorian Gray’in Portresini ikinci kez okuyup kendimce bir yorum yapmak istedim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki ne kadar anlatılırsa anlatılsın kitabın içindeki, felsefi konular, psikoloji, mistik öge ve olaylar, sosyal eleştiriler, ahlaki değerler, inançla ilgili taşlamalar, estetik zevk, narsizm, mitoloji, sanat, kadın-erkek doğası… vs vs konular bitmez, bu düşünce sonsuzluğunu Oscar Wilde nasıl eserine yükleyebilmiş inanılır gibi değil. Hayran kalmamak mümkün değil. Esere sadece eşcinsellik konuda bakmak oldukça sığ ve cahilce olur, var mı bu konu var ama diğer her şeyin yanında denizde damla olduğunu söyleyebilirim. Roman üç ana karakter üzerinden anlatılıyor: Lord Herry, Ressam Basil ve tabi ki Venüs’ün yani güzelliğin erkek bedeni üzerindeki yansıması olarak yaratılan Dorian Gray. Kitabın başında Dorian bakılmaya doyulmayacak kadar güzel, alımlı bir gençtir, bu kadar güzel olduğunun bile farkında olmayacak kadar da toydur. Ressam Basil onu görür ve güzelliğinden büyülenip portresini yapmaya başlar. Ancak Dorian’ın karakterinin asıl kırılma noktası: saf hazcılığı(hedonimzi)temsil eden Lord Herry’le tanışması olur. Lord Herry’ye değinmek istiyorum: Karakter o kadar mükemmel tasarlanmış ki büyülendim. Zeki, insanın aklıyla oynayan, manipületör, karşı tarafta ne zaman ufacık insani bir duygu olsa Lord Herry duruma öyle bir el atıyor ki bırakın karakteri okuyucunun bile kafası karman çorman oluyor, insandaki tüm o bencil, hayvani ve kötü iç sesi Lord Herry ballandıra ballandıra dillendiriyor. Bir de bu kötü iç sesi öyle bir süsleyip püslüyor ki o zerafet içinde okuyucu kayboluyor. Sevilmek, beğenilmek, ahlaki değerler, erdem umrumda değil, Lord Herry etrafındaki her şeyle merakını giderecek kadar ilgili ve bilgi sahibi ama hiç haberi yokmuşçasına umursamaz. En sevdiğim ve en ürktüğ karakter Lord Herry diyebilirim. Ressam Basil ise genellikle müthiş resim yeteneği ve sanatçılığıyla karşımıza çıkıyor. O kendi sanatı ve duygularıyla o kadar haşır neşir ki burnunun ucundaki olayları bile fark edemiyor. Ayrıca bir ressamın yaratma sürecindeki zaman kayması, odaklanma, hayattan kopuş bu kadar mı iyi romanda yansıtılır, okurken inanamadım. Romanda asıl dikkat edilmesi ve mutlaka değinmek istediğim konulardan sadece ama sadece biri :) Güzellik ve çirkinlik algısı: Oskar Wilde aslında güzelliğin sadece bedende ve biçimde olmadığını iç güzelliğin aslında ne kadar önemli olduğunu Dorian Gray karakteri üzerinden tokat gibi yüzümüze vuruyor. Ahlaki değerlerden uzaklaşmış, bencil, saf kötüye dönüşen ve etrafındaki herkesin felaketine neden olan Dorian fiziki olarak nefes kesecek kadar güzeldir ama totele bakılınca güzel midir? Samimiyetle cevap veriyorum: “Evlerden ırak, İğrenç :) bir insandır işte bunu bile sorgulatabiliyorsa kitap daha ne olsun.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Sentez Yayınları · 200973,4bin okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.