Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

600 syf.
2/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bugüne Kadar Yazdığım En Uzun Kitap İncelemesi
Muhtemelen tecavüz fantezisi olan bir yazarın 600 sayfa saçmalaması. 4 sene önce, daha liseye giderken okumuş ve sevmiştim. Şu an okuduğumda neyi sevdiğimi anlamıyorum. Aslında bu mutluluk verici benim açımdan. Çünkü bu demek oluyor ki geçtiğimiz dört senede değişmiş ve gelişmişim :) Aynı Bahar olarak kalmadığım için kendime teşekkür ediyor ve kitap yorumuma geçiyorum. 19 yaşında ve aklı başında bir kadın olarak, bu okuyuşumda kitaptan (olaylar, karakterler, kurgu...) neden nefret ettim? Maddeler halinde anlatmak istiyorum. 1) Ediz'in en başta babasını öldüren adamdan (Atalay) intikam almak için onun kız kardeşini öldürmeye kalkması ve kaçırması. Ediz kendi adaletini sağlamaya çalışıyor ama bunu olayla bir ilgisi bulunmayan, masum bir kızı kullanarak yapıyor. Sırf Atalay'ın kardeşi olduğu için. 2) Doğa'nın eline defalarca kez (hepsini saymadım ama aklımda kalan en az dört kez) kaçma/kurtulma şansı geçmiş olmasına rağmen hiçbirinde o fırsatı değerlendirip kaçmaması. Hatta ve hatta polislere yakalanmamak için Ediz'le birlikte polislerden kaçmaları. Bunun için Doğa'nın bahanesi, Ankara'da ailesinin yanındaki hayatına dönmek istememesi. Ailesiyle arası ne kadar kötü olursa olsun, Ediz'in yanında istediğinde zarar verebileceği bir kurban, istediği gibi kullanabileceği bir kukla olmayı seçmesinin mantığa oturacak hiçbir açıklaması olamaz. Bir insan kendinden, ailesinden, hayatından ne kadar nefret ederse etsin kendine bu kadar, bu şekilde işkence etmez. Kendini, seni öldürme potansiyeli olan, ve bunu yapacağını da söyleyen birine teslim ederek bir yere varamazsın. 3) Ediz'in Doğa'ya onun malı olduğunu ima etmesi/söylemesi. "Sen benimsin, benim olana kimse dokunamaz. Sana sadece ben zarar verebilirim. Seni sadece ben öldürebilirim. Seni sadece ben ağlatırım ama gelip benim yanımda ağlarsın." vs. Ve Doğa da bunu kabulleniyor sonunda... 4) Doğa'nın, Ediz'in kendisini kaçırdığını, kendisinin Ediz'in elindeki bir rehine olduğunu çok sık unutması. Ediz'in onu umursamasını bekliyor, umursamadığında kırılıyor. Onu kaçıran adama KIRILIYOR! Ediz'e güveniyor, Ediz'in ona kendisine güvenmemesini söylemesine rağmen. Ediz'i kıskanıyor, trip atıyor... Siz flörtleşmiyorsunuz, kendine gel! Doğa'nın bu düşüncelerinde Ediz'in dengesiz tavırlarının da payı var tabii. Ediz ve Doğa'nın sanki aranmıyorlarmış gibi, hayat onlar için normal akışında ilerliyormuş gibi davranmaları da beni çileden çıkardı. Bir örnek; Doğa, Ediz'in evinde bir odayı kütüphaneye çevirmek istiyor(rehine olduğunu unutmaktan kastım buydu, orada ne kadar kalacağınız belli değil, senin yarın nefes alıyor olup olmayacağın belli değil...) ve Ediz de buna izin veriyor. Bir başka örnek; Ediz, Doğa'yla bir kırtasiyeye gidip üniversiteye hazırlık kitapları alıyor. Doğa'yı üniversite sınavına hazırlayacakmış. Yani o kadar anlamsız ki... 5) "Çocuk" mevzusu... Benim okudukça iğrendiğim ve bir ölçüde pedofilik bulduğum bir mevzu. Doğa sürekli "Ediz'in yanında çocuk gibi kalıyordum, kız çocuğu, çocuk..." diyor kendisi için (ama aynı zamanda kendisi çok olgun bir insanmış, öyle diyor). Ediz de Doğa'ya zarar vermeye çalışan kişilerle konuşurken "O daha çocuk." gibi şeyler söylüyor. Bu arada Doğa 18, Ediz de 24 yaşında. Bir de "baba" mevzusu var. Doğa, Ediz'i sürekli babasıyla kıyaslıyor ve sürekli onu babasına benzetiyor. Benim okurken rahatsız olduğum noktalardan biriydi. Hazır baba mevzusu açılmışken Ediz'in, Doğa'nın babasının Doğa'ya uyguladığı şiddeti "baban sonuçta" diyerek normalleştirmesinden de rahatsız olduğumu ekleyeyim. 6) Bekaret ve masumiyet algısı. Direkt bir olay üzerinden anlatayım: Ediz Doğa'yla kendisini banyoya kilitliyor. Doğa'dan soyunmasını istiyor ve Doğa ona her karşı çıktığında isteklerinin bir adım ileri gideceğini söylüyor. En sonunda da onun bekaretini istediğini söylüyor. Ediz bunu söylediğinde Doğa'nın aklından geçen cümle şu: "Ben daha çocuktum, hala sevgiye muhtaç küçük bir çocuk. Nasıl olur da bekaretimi bu şekilde kaybederdim?" (sayfa 591) Ediz Doğa'ya tecavüz etmiyor, ama bu sahnenin devamında Ediz ve Doğa öpüşüyorlar. Ve asıl problem, Doğa'nın karşılık vermesi. Sana dokunmasından rahatsız oluyordun, tiksiniyordun, nefret ediyordun ondan... Az önce sana tecavüz edecekti, dursun diye yalvarıyor, ağlıyordun... Ne oldu? Ne değişti? Ben buradaki asıl sıkıntının bekaret tabusu ve bana göre yanlış masumiyet algısı olduğunu düşünüyorum. Doğa için Ediz'le birlikte uyumalarında, Ediz'in onu çıplak görmesinde, sarılmalarında, öpüşmelerinde hiçbir sıkıntı yok; yeter ki penetrasyon olmasın. Çünkü bekaretini kaybederse artık "masum" bir kız olmaz. Masumiyetin Doğa'ya ve yazara göre tek ölçütü de bekaret. 7) Regl meselesi... Buna uzun bir paragraf ayıracağım çünkü çok sinir oldum. Doğa, 18 yaşında bir kadın olarak, regl oluyor. Bunda anormal hiçbir durum yok, değil mi? Ediz'in evde olmamasını fırsat bilerek yanına biraz para alıp markete gidiyor ped almak için. Bu da son derece normal bir durum. Ama marketten ped alacak olan Doğa bir de ne görsün? Kasiyer ERKEK! Aman Allah'ım! Nasıl olur böyle bir şey! Utançtan yüzü kızara kızara (Doğa the domates. Cinselliğe veya regl olmasına dair duyduğu en ufak bir söz, yaşadığı en ufak bir olay kızarmasına sebep oluyor. Domates onun kadar kızarmıyordur, öyle söyleyeyim.) pedi alıyor. Doğa ismini hatırlamadığım bir hastalığa sahip olduğundan regl dönemleri normal bir kadına kıyasla daha sancılı geçiyor. Ne hikmetse ağrı kesicinin, sıcak su torbasının fayda etmediği sancıları, Ediz ona sarıldığında geçiveriyor. Ediz, Doğa'nın regl olduğunu Gece'ye "Hani sizin şu her ay olduğunuz şey var ya..." diye anlatıyor. Herkes regl kelimesinin ağza dahi alınmaması gereken ayıp bir şey olduğu konusunda bir anlaşmaya varmış gibi hareket ediyor. Doğa, Ediz bunu söylerken gözleri kapalı yattığı için görmüyor ama Gece'nin (Doğa herkesi kendi gibi gördüğünden olsa gerek), Ediz'in sözleri yüzünden utandığını düşünüyor. Tabii kitapta olaylar Doğa'nın ağzından anlatıldığı için Gece'nin gerçekten bundan utanıp utanmadığını bilmiyoruz ama keşke hem Doğa, hem Doğa'yla gerçek hayatta aynı fikirde olan kadınlar (ve erkekler de) regl olmanın utanılacak bir şey olmadığını anlasa. 8) Doğa'nın ve Ediz'in cinsiyetçiliği/kadın düşmanlığı. Doğa'nın, Ediz'in o zamana kadar birçok kızı "altına aldığını" söylemesi hem Doğa'nın hem de bence yazarın cinsiyetçi tutumunu gözler önüne sermekte. Yani bunu anlatabileceği pek çok yol, kelime, kalıp varken yazarın ya da Doğa'nın bu tercihi fazlasıyla kötü. Ama bununla da sınırlı değil. Doğa, Ediz'in Başak'la yattığını öğrendikten ve önceden ateşi olan Ediz'in iyileştiğini fark ettikten sonra aynen şu cümle geçiyor aklından "Başak'la yattıktan sonra kendine mi gelmişti? İhtiyacı olan şey zehrini bir kaşarın içine akıtmak mıydı?" (sayfa 514) Ve Ediz, Gece'yle konuşurken Başak ile yatmasını meşrulaştırmak için şu cümleyi kuruyor: "Hem bu sorunu çözdüm hem de rahatladım, Başak gibi kızlar böyle işler için vardır." Ediz'den de, Doğa'dan da, kitaptan da, kurgudan da nefret ettim. Ne Ediz'e ne de Doğa'ya sempati duymamız için ortada hiçbir sebep yok kısacası. Dağılabiliriz. :D Öyle ya da böyle, bu kitabı okumamın en büyük sebebi serinin tamamlanmış olması ve üçüncü kitap dahil serinin elimde olması. Yani serinin tamamını okuyacağım ve fikirlerimi paylaşmaya devam edeceğim. Bu işkenceye katlandığım için bir beğeniyi ve takibi hak ediyorum bence :D
Yabancı - Şahmeran
Yabancı - ŞahmeranÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 20167,2bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
809 görüntüleme
Eloloşş okurunun profil resmi
Ben incelemenin tamamını okudum. Ve gerçekten haklı olduğun çok fazla nokta var bende wattpad okuyorum seviyorum da okuduklarımı fakat şöyle bir barbie algısı yaratıyor benim açımdan örnek veriyorum katil kızı öldürmeye geliyor kız güzel diye öldürmekten vazgeçiyor ve daha sonra erkek yakışıklı diye kız suikastçısına aşık oluyor ne yani kız erkeğin gözünde güzel olmasaydı cesedinin şimdiye 40 mı çıkacaktı demek istediğim çok fazla zıt olaylar oluyor güçlü zayıf güzel/güzel değil gibi ve daha fazlası bende senin önermelerinin yanında kendimden bir düşünce paylaşmak istedim.😊
ilkbahar okurunun profil resmi
Yazdıklarına katılıyorum, her şeyin güzellik/yakışıklılık ve güç üzerine kurulduğu yüzeysel "duygu"ları aşk diye önümüze koyuyorlar. Benim de okuduğum wattpad kitapları oldu ama aralarında en tahammül seviyemi zorlayan buydu. İncelememi okuduğun ve düşüncelerini paylaştığın için teşekkür ederim. 🤗
1 sonraki yanıtı göster
Elif Karakuş okurunun profil resmi
Kalemine sağlık 👏👏 Bütün bunlara ek bunu yazan kişinin de psikoloji okuduğunu öğrenmem oldu. Mezun olduktan sonra bu psikoloji ile kimi tedavi etmeye kalkacak kimlere ne öneriler de bulunacak acaba.
Higgs bozonu okurunun profil resmi
Abla inceleme değil de direkt kitap yazsaydın
ilkbahar okurunun profil resmi
Daha da uzundu aslında, kısalttım. Çıkardığım kısımlara devam kitaplarının incelemesinde yer vermeyi planlıyorum. :)
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.