Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

346 syf.
10/10 puan verdi
Bir keklik, elcik keklik. Bir çocuk, bir dede. Türkiye-Amerika dostluğu dedikleri ama aslında Amerika'nın Türkiye'yi sömürerek somurmasına karşı duran bir avuç insan. Türk'ün dış politikada ve iktisadında bağımsızlığı bile isteye, bizzat baba bildiği İnönü'nün, Menderes'in eliyle Amerikanlara aha buyur diye teslim etmesinin temsili bir ufacık keklik ve o bağımsızlığı vermek istemeyen Türk gençliğinin, Türk köylüsünün temsilleri Yaşar ve Elvan Dede. 12'sinde bir çocuğun ve 80'inde bir Kurtuluş gazisi ihtiyarın bir keklik peşinde Amerikan'ı Türk'ü, devleti, bürokratı, Nazmiye'si Süleyman'ı, polisi, askeri, işkencecisi, muhbiri kim varsa, karşılarına kim çıkarsa inatla, dağ gibi, taş gibi durabilmesinin destanı. Şehirdeki kadının, köylü kadının, öğrenci aydının bu savaştaki kutsal işleri, el birliğiyle, bir Amerikalı'nın utanmazca el koyduğu bir kekliğin ondan geri alınması için sermayenin kulu kölesi olmuş tüm devlet mekanizmalarını teker teker göğüslemesinin öyküsü. İlk kez tamamına yakını şehirde geçen bir romanıyla Fakir Baykurt, Yaşar Kemal ustanın deyimine benzer bir "dinamitlikte" yazmış Keklik'i. '68'in Amerika buyrultusundaki Ankara'sını dehşetle çizmiş. Hiç sakınmamış sözünü. Ufacık bir bedeni, yasyaşlı bir dedeyi okurun gözünde utandırmamak için korkak kullanmamış kalemi. Ol hikayat budur demiş, göstermiş '75'in hak ortasında. Keklik, dürüst bir Amerikalı okusa hem soydaşından hem müttefikinin istekli köleliğinden utanacağı bir roman. Fakir Baykurt'un betimlemelere, ruh tahlili çılgınlıklarına kapılıp olgu peşinden koşarken olayları kaçıran günümüz edebiyatçılarına elli sene önceden söylediĝi bir söz: Cumhuriyet Türkiye'sinde roman yazacaksan böyle yazmak zorundasın. Görevin budur!
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008449 okunma
·
162 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.