Gönderi

İbn Teymiyye "Mecmû'u'l Fetâvâ"da (28/231) şöyle demiştir: "Kitab'a ve Sünnet'e muhâlif görüşleri savunan, Kitab'a ve Sünnet'e muhâlif ibâdetler yapan bidat önderlerine gelince onların durumunu beyân etmek ve ümmeti onlardan sakındırmak müslümanların ittifakıyla vâciptir. O kadar ki Ahmed b. Hanbel'e 'Sana kişinin oruç tutması, namaz kılması ve itikâfta bulunması mi daha sevimlidir yoksa bidat ehli hakkında konuşması mı?! diye sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir: 'Kıyâm ettiğinde, namaz kıldığında ve itikafta bulunduğunda bunlar ancak kendisi içindir. Bidat ehli hakkında konuştuğunda ise bu bütün müslümanlar içindir. Dolayısıyla bu daha fazîletlidir. Bidat ehli ölüp gitmiş, adları da anılmaz olmuştur. Aralarından yalnız birkaçı kötü bir şekilde yâd edilmiş ve Ehli Sünnet imamlarının zemmine maruz kalmıştır. İbn Teymiyye'nin "Mecmû'u'l Fetâvâ"da (16/528) dediği gibi: "Ebû Bekr b. Ayyâş'a Mecliste oturan ve insanlarin meclislerinde bulunduğu bazı kimseler var' denilmiş, o da şöyle karşılık vermiştir: İnsanlar, insanlar için oturanın yanına oturur. Fakat Ehli Sünnet ölür, adları yaşamaya devam eder. Bidat ehli ölür, adları anılmaz olur. Çünkü Ehli Sünnet Resûl (sallallahu aleyhi ve sellem)'in getirdiklerini ihyâ etmiştir. Dolayısıyla onlara Allah'ın 'Senin şanını yücelttik' (İnşirah, 4) buyruğundan bir pay vardır. Bidat ehli ise Resûl (sallallahu aleyhi ve sellem)'in getirdiklerine kin besleyip düşmanlık etmiştir. Dolayısıyla onlara Allah'ın 'Asıl arkası kesik olan sana kin besleyip düşmanlık edendir' (Kevser, 3) buyruğundan bir pay vardır.
El- İbanetu's Suğra Dinin ve Sünnetin Asılları
El- İbanetu's Suğra Dinin ve Sünnetin Asılları
··
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.