Gönderi

Okuyanlara
Bir geniş bahçe size açıktı derdim, Durdunuz, seyrettiniz sıra heykeller gibi, Ruhunuzun çölünde bütün bir ömrü verdim, Kireçli bir tarlayı sabanla beller gibi. Duyduğum en büyük dert yurdumda gurbet yası, Gördüğüm en güzel yüz karşımda ağlayandı; Her mısranın sonunda kalbimim bir parçası Bir mızrağın ucundan sızan bir damla kandı! Bir kanat çırpıntısı duymak için başımda Gökte meleklerimi taşladım kuş diye, Size tattırmak için hasreti gözyaşımda Yârdan mı ayrılmadım beni unutmuş diye? Size göstermek için gözümün gördüğünü Dolaşmadık diyar mı, aşmadık yar mı kaldı? Zengin cenazesi ile birdi fakir düğünü, Göynüm ne ondan keder, ne bundan bir tad aldı. Derdime dert ekledim ellerin kederinden, Tek ruhumun azabı değildi gördüğümüz... Nasıl yalnız âhımla kımıldardı yerinden Binbir açık sesinden güç ürperen tüyünüz? Yırtıcı rüzgârları andırdı birgün sesim, Yalçın kayalıklara sert dalgalar savurdu, Göynüme her sıçrayan kıvılcımdan, nefesim Bir yangın ateşlemek için tükendi, durdu... Geçer diye sürekli bir sıtma kalbinizden Göğsüme ıstırabı tunç alevlerle yazdım, Uğrunuzda can veren bir esir gibi sizden Bir alkış almak için neler bağışlamazdım! Pençeledim göğsümü, yüzümü tırnakladım, Bir damla kan görünce sevinçle haykırdınız, Siz beni seyrederken, yüzünüzden anladım, Niçin şimdi güldünüz,sonra boyun kırdınız? Ne yazık, hükmünüze yıllarca verdim değer, Bir geniş nefes bile borçlu değilken size! Bir günlük ömür bile, ebediyet ne gezer, Elinizde değilken baş eğmişim nenize?
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.