Nilgün Marmara
Okuduğum ilk Slavia Plath kitabı. Yani gidip hususî olarak Plath okumam. Kardeşimindi aldım. Gizdökümcü şiir kalemine daha önceden de vakıf olduğum için ve dahası bu şairleri taaa eskilerden bildiğim için okumak pekâlâ kolay oldu. Bu inceleme bir şiir üzerine değil daha çok perspektif bir bakış olacak. Kendime yaptığım bir inceleme kendim için o yüzden çok değerli fikirlerinizi hep önemsemişimdir.
Kendi kendime konuşurken çok güzel şeylerden bahsediyordum yazmaya gelince nasıl başlayacağımı bilemezdim Oluyor mu hep böyle. Hım hım. Plath ı tamımam MARMARA vesilesiyle oldu. Kendisi dahil birkaç şair daha hepsi aynı yolun yolcusu nedir o ? Sonuç: intihar. Neyse buna geleceğim. Pekâlâ anlatımını ve üslûbunu sevmedim. Ne kadar aşina olduğum bir dil olsada pek içine almadı beni. Gözdökümcü( itirafçı)şiir edebi literatürde "kendini aklama peşinde olan şairin yeraltına inmesi" ne kadar Slavia Plath bunu şiddetle reddetsede maalesef olan bu? Plath'ın bu itirafı Marmara'nınkinden daha soyut daha çevirimsi. Sebebi bu olabilir. Gözdökümü kendimde çığlık olarak yorumluyorum insanın içinin akması basbas bağırmak tüm hücrelerinle ama ne okuyucun ne duyan ne anlayan var. Tüm gizdökümcülerin ortak problemi bu olmalı kendilerine dünyada bir yer bulamamak. Sanata sığınmak değil içini dökmek.
Dikkatli bir araştırma yapın 10 gizdökümcü şairin 8 inin akıbeti intihar. Hepsi bir şekilde kendilerini öldürmüşler. Ve hepsinin açık anlamda anlatmak istediği o mana aynı. Şiirleri büyük ölçüde birbirine benziyor. Kendi sığamadıkları dünyadan vazgeçmek ama nasıl? Hangi yolla. Yalnızlık ve Ölüm. ya işte bu iki kelime öyle bunlar için anlatılacak kadar kısa değil. Şiirlerinde itiraf bir günah çıkarma ayini gibi bir şey. Bı arada gizdökümcüler hep eleştiriilmiştir. Bir çoğu bu sıfatı almayı kabul dahi etmemiştir. Şiirlerinde benmerkezci anlayış kendilerinde daha çok eleştirmenlerce narsistler olarak benim deyimle günah çıkaran narsistler :) şaka şaka benim Kendileriyle bir derdim yok ama bu bir gerçek tabii.
Hepsinin olmasada birçoğunun tanınmasının sebebi de intihar. Slavia Plath'ı bu kadar meşur yapan intiharıydı. Marmaray'ı bu kadar meşhur yapanda intihar. Pekâlâ Plath'ın aynı dönem birlikte yaşadıkları hatta aynı üniversiteye gidip birlikte şiir seminerlerine katıldığı kendisi gibi şair gizdökümcü arkadaşı Anne Sexton da intihar ediyor. Hem de onlarca başarısız intihar girişiminden sonra başarıyor bunu. Birçoğunun psikolojik sıkıntısı var maalesef. Pekâlâ Anne Sexton neden tanınmıyor? İntihar etmesine rağmen? Hatta ilk defa duyanları dahi olacak. Türkçe'ye çevrilen kitabı ise 1 ya da 2 hatta 2 dahi olmayabilir.:) şaka gibi bir rakam.
Çünkü Anne Sexton'u kaleme alan bir Nilgün Marmara olmadı. Hepiniz bildiğiniz üzere Marmara Slavia Plath'ın şairliğinin intiharı tezini kaleme almıştı. O dönemden sonra Slavia Plath Türkiye de bir edebiyat duayeni olarak öne çıkıyor hoş çıksa da şimdi zamanımızda pek bir mahiyeti kalmadı. Arkadaşlar bunu söylediğim için kızmayın ama gerçek bu.
Virginia Woolf intihar eden bir romancı. Virginia Woolf intihar etmemiş olsaydı şu anki üründen çok daha fazlasına sahip olurdu. Çünkü zaten Virginia intiharın da 30 -35 sene önce bir üne kavuşmuştu. Yaşasaydı çok daha harika eserler kaleme alırdı. Özellikle
Dalgalar romanı her anlamda bir başyapıt. Bir roman olarak en iyisi bir şiir olarak en iyisi bir tiyatro olarak en iyisi. Neden Virginia Woolf'un bu yazdığı eser çağının çok çok ötesinde. Kendisi de bunun bilincinde 2 ya da 3 defa baştan yazıyor. Okudum ama bir daha okuyacağım hatta sonra bir daha ve bir daha.
Nilgün Marmara? İntihar eden bir diğer şair onu da üne kavuşturan bu intihar ve tâbii birazda İkinci Yeni:) tabii o dönemde ikinci yenilerin hepsi Türkiye de bir üne kavuşmuştu eee Marmara da böyle bir ortamda yazdı. Daha sonra da intiharı hakkında ikinci yeniden birçok inceleme aldı. Özellikle Ece Ayhan, Marmaray'a Zelda olarak sesleniyordu bu şekilde de araştırabilirsiniz.
Neyse yorukdum aslında kendi kendime yazacaklarımdan bahsederken daha başarılıydım. Telefonla yazmak çok zor iş. Yoruldum da . Uzun zamandır güzel bir inceleme Kaleme almamıştım. Artık vakitte uğraşmakta buna değmiyor. Ama bu benim için bir istenç meselesiydi yani en azından bundan bahsetmeliydim. Çok uzun bir konu ve gizdökümcüler tabii bunları bir itiraf curcunaasındaki teklilikte intihara sürükleyen nedir? Hem de hepsi hemen hemen böyle? Sanki birbirlerini takip ediyorlar gibi. Robert Lowell e hiç girmiyorum bile o da gizdökümcü şairlerden biri tamam o intihar ederek ölmedi kalp krizi belki ama yıllarca zihinsel rahatsızlığından ötürü hastaneye kaldırıldı. Maalesef ülkemizde hiçbir şekilde tanınan bir şair değil. Çünkü hayatını yazan başka biri olmadı. Bak ciddiyim bunlar birçok gerçekliğin neticesi. Ama hepsinin gerçekliği aynı. Şu an günümüzde bunun devamı yok diye biliyorum. Didem Madak denilse de maalesef Madak bu edebiyat dilinden çok fazla uzakta.
Gizdökümcülerin en belirgin özelliği şiirlerinin açık uçlu olması ve birbirinden çok farklı anlamlarının okuyucu tarafından yorumlanması ama hiçbir zaman gerçek manasına ulaşılamaz çünkü bu bir itiraf. Gizdökümcülerin şiirlerinde karakter ölür. Çünkü gerçek değillerdir. Yani konuya dahil olan kişi iyi bir üne sahip değil bu konu değil zaten erdem ve safi iyilik olmadığı zaman yazar kafasındaki durumla bağ kuramadığından karakteri öldürüyor. Bakınız Slavia Plath'ın Babası, Marmara'nın Eşi Kağan. Hepsi şiirlerinde ölmüştür.
Ben en son yazmayı bırakacaktım neden yazdım. Ha bu arada Marmara çok iyi bir kalem. Yani Marmara mutlaka tanınırdı. Özellikle düzyazılarıda beni çok derinden etkilemiştir. 8. Sınıftan beri Marmara okuyorum üzerinden yıllar yılı geçmiş zamanın eskitemediği benim nezdimde tek kadın şair.
"gizdökümcü şair, eylemi,düşüncesi ve hisleri ile ilgili her utanç verici,acı verici ayrıntıyı saklar ve -belki- füzyona sokar. yazdıklarından bunları izleyebilir, tek tek durumlardan öte arka arkaya eklenmiş durumları, hareketi gözleyebiliriz. kendisi de büyük olasılıkla yazarken aynı şeyi yapmaktadır. bunun doğal bir sonucu olarak gizdökümcü, kendini tahrip ve onulmaz bir benmerkezcilik ile lanetlenir. ölümle ilgili en sezgili, en özgün şiirleri genç şairlerin yazmaları da tüm bunlarla ilintili herhalde."
Sizinle aynı düşünmeyenlere karşı tavırlarınızın hep böyle olması çokça şaşırtmıyor. Hoş inceleme Plath hakkında değildi zaten gözlerinizi açarak okuyunuz. Daha iyisini gördüğüm vakit okuyacağım insâallah 🤲🤲