Gönderi

Kendi vatandaşlarının çoğul- luğu içinde bir olması ve gerekli çeşitliliği içinde eşit olma- ları için Site'yi hani yasa yönetmelidir? Clisthenes'ten önceki ve Solon'un hükümet başkanlı- ğıtıdan tiranlığa giden, sonra da Pisistratide'lerin düşüşünü içine alan dönemde, Alina tarihine, iktidar tarihi için birbir- lerine karşı çıkan üç "komite"nin çatışması cgemen olmuş- tur. Bu komiteleri temsil eden neydi? Bunlar bizim politik ve ekonomik ulamlarınızın tümüyle kapsamadığı toplumsal gerçekliklerin karmaşık bir bütününü dile getiriyorlardı. Bunlar öncelikle klan ve toprak sahipliği dayanışmasını be- lirtiyorlardı. Her kesim, Attik toprağının bölünmüş görü- nen üç bölgesinden birisinden adını alır: Pediakoi'ler, ova insanlarıdır, diğer bir deyişle, kentin yerleşim yerini çevre- leyen zengin topraklarıyla kentin sakinleridir; paralien 'ler, deniz kıyısında yaşayan insanlardır; diacrien 'ler ise, ülkenin arkasında kalan dağlık bölgenin insanlarıdır, diğer bir le. kent merkezinden en uzakta bulunan çevre kasabalarda otururlar. Bu toprak bölünmelerine denk düşen birbirinden ayrı yaşam biçimleri, 10plumsal statüler ve politik yönelim- ler vardır. Pediakoiler soylulardu. eupatrides ayrıcalıklarını savunurlar ve toprak mülklerinin çıkarlarımı korurlar; para- lien'ler ise, mesoi'lerin yeni toplum tabakasını oluştururlar ve aşırıların başarılı olmasından kaçınmaya bakarlar; diacri- en 'ler halk kesimini oluştururlar, odunculuk, kömürcülük yapan küçük köylüler kümesini kurarlar; bunların çoğunun kabile örgütlenmesinde yeri olmadığı gibi, sitenin soylular kadrosu ile de bütünleşmeinişlerdir. Sözün kısası, bu üç bö- lüm, büyük aristokratlar ailesinin hizmetindeki müşteriler topluluğu gibi görünürler ve aradaki rekabet politik oyuna ağır basar. Devlet içinde ayrı ve muhalif "partiler" gibi oluşan bu kesimler arasında açık ve uzlaşmalı savaşımlar, Clisthe- nes'in yeni bir temel üzerine Polisi kurduğu ana kadar sü- rüp gitmiştir.(5) Eski kabile örgütü ortadan kalktı; toplum- sal yapıyı sınırlayan Attik'in dört kabilesinin yerine, Clist- henes on kabilcli bir sistem yarattı; bunların her biri, tipki daha önce olduğu gibi, üç trittye'yi içine alıyordu, ama bun- dan böyle Attik'in tüm kasabaları bunlar arasında paylaşıl- mış bulunuyordu. Böylece site, gene ilişkilerinden ve kan bağlarından başka bir plan üzerine kuruluyordu: Kabileler ve kasabalar, salt coğrafi temellere göre yer alıyordu. Aynı toprak üzerinde yaşayanları biraraya getiriyordu; daha önce olduğu gibi, eski biçimler altında oluşmuş genelerin ve ka- bile bölümlerinin kan akrabalığına dayanmıyordu ve şimdi gerçek politik örgütlerin dışında kalıyorlardı. Ayrıca, yeni oluşmuş on kabileden her biri. daha önce sitenin kendi ara- larında bölündüğü birbirinden ayrı üç "parti"nin karışımını gerçekleştiriyordu. Gerçekte, bir kabilenin içinde bulunan üç trittye'den bi- rincisi, zorunlu olarak kıyı bölgesine aitti; ikincisi iç bölgele- re ve üçüncüsü kent bölgesine ve yakın çevresine aitti. Böy- lece her kabile, nüfusun, toprağın ve kenti oluşturan etkin- lik tiplerinin "karışımı"nı gerçekleştiriyordu. Aristoteles'in dikkat çektiği gibi, eğer Clisthenes on yerine on iki kabile kursaydı, böylece vatandaşları daha önce varolan trittye'ler içine yerleştirebilirdi. Ama vatandaş kitlelerini karıştırıp bi- raraya getirmeyi-birleştirmeyi- başaramadı.(16) Demek ki yönetim örgütü, kaynaşmaya, toplumsal ya- pının birleştirilmesine kararlı bir yanıt veriyor. Bundan baş- ka, sivil dönemin yapay olarak bölünmesi, böylece yaratıl- mış tüm benzer gruplar arasındaki arche'nin tam olarak eşitlenmesine izin veriyor. Bununla birlikte, yönetim yılı 36 ya da 37 günlük on döneme bölünmüştür; bu ise on kabile- nin her birine denk düşmektedir. Dört Yüzler Konseyi, her kabile başına elli kişi olmak üzere beş yüze çıkarılmıştır; öyle ki, yılın bu on dönemi için- de her kabile sırayla Konsey'in sürekli bir komisyonunu oluşturabilsin. Clisthenes ile birlikte ideal eşitlik aynı za- manda isonomia'nın soyut kavramı içinde dile gelir ve doğ- rudan doğruya politika gerçekliğine bağlıdır. Kurumların yeniden düzenlenmesini esinler. Böylece toplumsal ilişkiler dünyası. ilişkilerin ve sayısal eşitliklerin düzenlediği tutarlı bir sistemi oluşturur ve bu da vatandaşlara eşit, simetrik ve karşılıklı ilişkileri içinde ve kendi aralarında "özdeş" (aynı kimliğe sahip) olduklarını onaylamalarına izin verir: hep birlikte tek bir kosmos 'u kurarlar. Polis. toplumsal basa- makları ve tabakaları olmayan, ayrım yapmayan türdeş bir evren gibi sunulur. Arche. artık toplumsal örgütlenmenin tepesinde bulunan tek bir kişinin elinde değildir. İktidar, si- tenin kendi merkezini, kendi meson'unu bulduğu bu ortak mekândaki kamu yaşamının tüm alanlarında eşitçe paylaşıl- mıştır. Egemenlik, dönemsel bir kurala göre bir kümeden ötekine, bir yerden ötekine geçer; öyle ki, iki salt karşılık gi- bi muhalefet etmek yerine, buyurmak ve boyun eğmek. ay- ni tersinir ilişkilerin birbirinden ayrılmaz iki terimi olurlar. Erki eşit paylaşım yasası altında, toplumsal dünya bir kos- mos'un çembersel ve merkezi biçimini alır ve orada her va- tandaş diğerlerine benzediği için devrenin tümünü koşar, zaman sırasına göre sırayla yerini alır ve bırakır.
·
33 görüntüleme
Welat Boran okurunun profil resmi
Böylece hem hattı müdafaa, hem sathı müdafaa olmuş olur
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.