İlk kitabıyla beni içine çekip hayran bırakan serinin ikinci kitabını da aynı şevk işe okuyup bitirdim. İlk kitap Mustafa Kemal'in İstanbul'un işgalinin üzerine "Geldikleri gibi giderler" sözüyle kapanmıştı ve ikinci kitap ise kaldığı yerden devam ederek Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a gelmek bir hataydı diyerek Anadolu'ya geçip bir direnişi örgütlenme planını ilmek ilmek zihninde örerek uygun anı kolladığı, aynı zamanda da işgal altındaki İstanbul'da kime güvenip güvenemeyeceğini tartarak direniş yolundaki planlarını oluşturduğunu görüyoruz. Bazı satırları okurken dişlerimi sıkarak bu kadar da olamaz dediğim özellikle İzmir işgalindeki katliamlara, dönemin tamamıyla bir gaflet, dalalet, hıyanet atmosferi içinde bir şeyler yapmaya ve hükümetten umudu keserek milli bir direnişi, halkın kendinin işgale baş kaldırması gerektiğini, tek çözümün topyekün direnişten geçtiğini ve bu direnişin de güç şartlar altında örgütlenme çabalarını okuyoruz. Hiç öyle gül bahçelerinde her şey kolayca önüne serilerek, tüm olanaklar eline verilip yolu kolayca yapılmış bir komutan yok karşımızda. Her söylediğini cımbızla seçecek kadar dikkatli ve temkinli olmak zorunda çünkü işgal sonrası bir cadı avı başlamış ve her an kendini ipte bulabilirdi. Görüyoruz ki Mustafa Kemal'in en önemli yanı mantıkilik ilkesi gereği her şeyi yerinde ve zamanında yapma yetisiyle kurmay zeka ve stratejik bir dehaya sahip olmasıydı. Kitap İstanbul'un işgali ile başlayıp İstanbul'daki siyasi ve sosyal atmosferi yansıtarak Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a doğru yola çıkması ile sonlanıyor. Bilmediğim birçok şeyi de öğrendiğim bir kitap oldu, yine çok akıcı, okuması zevkli bir kitaptı üçüncü kitabı ne zaman çıkar bilmiyorum fakat merakla beklemekteyim.

Yarının AdamıCon Sinov · Masa Kitap · 2023315 okunma

·

185 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yasar Kocar