Kırılganlığa yer mi arıyoruz ne? :)) Dediğinizi duyar gibiyim. Son dönemde her an mutlu (!) olmamız gerekiyormuş algısı oluşturan popüler kültürün aksine psikoloji, her duyguyu aynı ölçüde kabullenmemiz gerektiği üzerinde duruyor. Kırgınlık, kızgınlık, öfke, hüzün gibi duyguları ötelemek yerine onlarla yüzleşmenin yollarını bulmamız gerektiğini öne çıkarıyor. Hoş genç bireylerin Türkiye'de yaşayıp da sadece mutlu olduğunu düşünmek ne mümkün zaten. Neyse sakinim :) Yazarımız zaten taşlaşmış varlıklar olmadığımızı ve kırılganlığı da hayatımızda pek tabii yaşayacağımızı iletiyor bizlere . Zaten kitabı da kıymetli yapan noktalardan biri de bu konunun uzmanı olan bir Psikiyatristin kaleminden çıkmış olması. Diğer kıymetli noktası ise benim için ince düşünülmüş bir seçimle, hediye olarak kitaplığımda yer alması hiç kuşkusuz.. Bu kıymetler eşliğinde hacmi az olmasına rağmen kitapta kırılganlık konusu; arkadaşlık ilişkileri, umut, ölüm gibi farklı durum ve hisler üzerinden derin incelemeler yapması, bir çırpıda okuyup bitiremeyeceğimizi ele veriyor. Başlığımıza gelecek olursak yazar, bazen sözcükler ve davranışlar kadar sessizliğin de kırıcı olabileceğini söylüyor. “ Sadece hareketler değil, edilmemiş bir tebessüm, verilmemiş bir selam ve özellikle de sözcükler, kırılgan olmayan, ruhsuz ve çorak olan sözcükler de çekingenliği yaralar ve hırpalar.” diyerek ekliyor. Ve bizi derin bir düşünmeye, sorgulamaya sevk ediyor. Tüketilmesi güç olan bu eser defalarca yeniden okunduğunda bile yeni keşifler barındıracak türden olduğu için kitaplığımın en nadide, tekrar okunacaklar arasında yerini aldı..Deneme, anlatı türünü sevenler için okunmasını tavsiye ederim.. Dili asla terimsel olmayıp çok anlaşılır bir sakinliktedir. İyi okumalar dilerim..

Şu Bizim KırılganlığımızEugenio Borgna · Yapı Kredi Yayınları · 2018660 okunma

··1 alıntı·

436 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülce Esra