Yormayan, sayfaları keyifle çevirdiğim bir kitap oldu Indigo Ridge. Konusu dahil kitap hakkında hiçbir bilgim yoktu. Sadece zevklerimin uyuştuğu ve kitap seçerken hesabını baz aldığım bir hesapta yorumunu görmüştüm. İyi ki görmüşüm de indirmiştim kitabı diyorum şu an. Ana karakterimiz Winslow'un Quincy adlı bir kasabaya, yeni bir hayat kurmak için gelmesiyle başlıyor kurgu. Uzun süredir nişanlı olan Winslow, ayrılık sonrasında yeni bir başlangıç için Quincy'ye taşınıyor. Büyükbabası bu kasabanın belediye başkanı olduğu için çalıştığı pozisyona torpille geldiğini düşünen iş arkadaşları, kendini dâhil etmek istediği bir kasaba ve geldiği ilk gece tanıştığı, sonrasında gerçekte kim olduğunu öğrendiği Griffin... Bütün bunların arasında bir de intihar olduğu söylenen bir ölümün de olduğu güzel bir kurgu Indigo Ridge. Dönüp baktığımda ne Winslow ne de Griffin hakkında tek bir sinirlerimi bozan, beni rahatsız eden sahne hatırlamıyorum. İkisi de olgun, ne istediğini ya da ne istemediğini bilen karakterlerdi. Okuduğum süre boyunca asla beni yıldıran, sinir eden davranışları olmadı. Ayrıca Eden ailesini de çok sevdim. Kardeşlerin hikayesi için aşırı heyecanlıyım ki ikinci kitabı çok bekletmek gibi bir niyetim yok. Birkaç saatlik bir mola, duyguların ağırlıkta olduğu akıcı bir kitap arıyorsanız tam size göre bir kitap Indigo Ridge. Son zamanlarda okuduğumuz ateşli kitaplar gibi de değil. Daha sıcak, ilk görüşte etkikenme olan, karakterlerinin gereksiz triplere girmediği bir kurgu. Ayrıca Griffin "huysuz" olsa da hatasını anlamakta asla sorun görmeyen bir karakterdi. Ben çok çok sevdim. Kitaplığıma koyup ara ara okumak, birkaç saat kendimi dinlendirmek istediğim bir kitap oldu. Son kısımdaları bir tık aceleye gelmiş gibi hissettirse de asla eksi bir puan vermiyorum. Kurgu bana geçti, karakterleri sevdim ve tekrar tekrar okumak isterim.