Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Aylar sonra Faruk Duman okuduğumda şunu gördüm: gerçek edebiyat kadar lezzetli çok az şey olabilir. Hele de okurken her yanınız yapraklarla doluyor ve günışığının kalmadığı, daha kesif, hatta korkutucu bir karanlığın içine doğru koyuluyorsanız. Şu geçen bir sene içerisinde okuduğum en güzel eserler, nice güzelini de es geçmeden, Faruk Duman'a aitti. Bu yazar hakikaten gurur duymamız gereken çok önemli bir isim. Bu kitabını okumayı sürekli erteliyordum, araya zaman girdikçe, tadını hatırlamama rağmen, yine de, aynen Çehov gibi meselâ, Çehov ki Gusev'i anlatabildi, Çehov meselâ bozkırı böylesine inanılmaz güzel anlatırken, ama Gusev'in mazlum vücudu okyanusun diplerine gide dursun, işte aynen onun gibi, aylardır okumayıp, küslükten değil de daha çok tembel bir sevgiden, ve son ayların nice acıyla dolu olmasından, gece yatamamaktan, duvardaki resimleri öpmekten geçen bunca zaman, ve elbette iş güç, ama bir gün, bilimkurguların dünyasında dolaşmaya çıktığımda elim uzanıp alıverdi, ve böylece bu fazlasıyla uzamış hasret de bir anda sona erdi. Köpekler İçin Gece Müziği, ancak Faruk Duman'ın anlatabileceği, onun dünyasına aşina olanların kendini hiç ama hiç yabancı hissetmeyeceği bir yerden söz ediyor: ormandan. Bu orman, yazarın tek tek bütün eserlerinde sözü geçen, ima edilen ya da doğrudan hikâye edilen bir yer; bu orman, masalların gerçeklerle kucak kucağa büyüdüğü, sarmaşıklar benzeri herşeyin sarmaş dolaş olduğu, gün ışığını kesen ya da örten bir yer, burası inanılmaz güzellikte renklerle dolu, bambaşka çiçek ve ağaç adlarının, nice hayvanın ve nice kötü avcının dolaştığı bir imalar dünyası, bir paralel evren, bir okyanus; ağaca, çiçeğe, hayvana ve insan ruhuna yazılmış bir dil cümbüşü; ışıltılarıyla insanı sarhoş ederek kitabı okurken ya da bitirdiğinizde ellerinizden, dilinizden, gözlerinizden düşen yapraklarıyla bir orman sarhoşluğu burası. Faruk Duman'ın dünyasına girmek demek, o ormana adım atmak demek. O orman imalar, benzetmeler ve canlandırmaların yanı sıra kendisi olanların da ormanı, orman kimi eserinde bir başkası ya da başkalarını, başka şeyleri temsil ederken kimi zaman da kendisinden başka birşey değil. Yazarın en güzel eserlerinden olan "Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur" ve en güzel hikâye kitaplarından olan "Av Dönüşleri"nde karşılaştığımız kişi ya da canlılarla, meselâ parslarla, meselâ zulüm dolu avcılarla burada da karşılaşıyoruz, ve anlıyoruz ki kitaplar, eserler, masallar farklı bile olsa orman aynı orman, dil aynı, okyanussa aynı okyanusta kulaç atıyoruz ya da Gusev gibi, diplere doğru kayıyor bedenimiz. Ancak bu sefer farklı olan birşey de var: bir fırtınanın içindeyiz. Hızla çalılıklara sıvışan yılanlar, sessiz suspus çiçekler ve ağaçlar bu sefer şiddetle yağmura teslimler; çamur her yanı alıp götürüyor, gök delinmiş ve ölüm her yanı sarmış . Hiç bir eserinde görmediğimiz denli kan akıyor, ve hayvanlar hiç bir eserde olmadığı kadar gerçekler burada. Selim İleri'nin söylediği gibi okuduğumuz bir kara masal olsa da, hayvanların bu ormandaki yaşayışları, hayatı sevişleri, hayattan almak istedikleri, kaybolup gidişleri, benim açımdan hiç bir eserde görmediğim kadar etkileyici, ve iç burkucu. Sırf bu yüzden karamsarlığına rağmen bir yandan da ışık dolu, ışıltılı bir eser bu. Baştan sonra insan övücülüğü gibi görünse de Faruk Duman'ın dil ormanında ve masallarında, gökten ölüm yağarken, yağmur ve çamur herkesi ve herşeyi yutarken dahi hayvanlar, doğalarındaki şiddetle dahi, ne kadar masum görünüyorlar. Dil ormanında hepsi bir aradalar: masumlar, mazlumlar, avcılar ve biz. Üstümüz başımız toprak ve çamurla dolup taşmışken, gün ışığına hasret beklerken günün doğmasını, bizim şansımıza Hızır aleyhisselâmın deresini o av köşkünde beklemek kalıyor; "hayatta insandan daha korkunç birşey yoktur ve de olamaz" diyen anlatıcıya kulak kabartırken bir rahmet ve merhametin dilencisi olarak ümit etmek kalıyor; bu kadar muazzam, güzel edebiyat eserlerini okurken hiç itirazsız o tadın içine gömülüp susmak kalıyor; Hızır'ın deresinin aslında okuduğumuz eser olduğunu anlamak kalıyor, ve böyle olduğunda, yani ister gün ışığı doğsun, ister zifiri kapkaranlık gecede ölümü bekliyor olalım kitaptaki bahtsızlar gibi, yine de ümidimiz var, çünkü hâlâ iyi edebiyat var, gerçek edebiyat bütün basitliklere, sonu gelmeyecekmiş gibi görünen pespayeliklere, işporta yazarlara ve onların sığ dünyalarına rağmen hâlâ var ve o ormanda yaşamaya, nefes almaya devam ediyor. Bu yüzden hiç okumamışlara, okuyup da Faruk Duman'ın diğer eserlerinin masal ve gerçek dolu ormanlarında sürüp giden dil cümbüşlerine girmeyi erteleyenlere bu muazzam güzellikteki eseri, mutlaka, öneriyorum.
Köpekler İçin Gece Müziği
Köpekler İçin Gece MüziğiFaruk Duman · Can Yayınları · 2014407 okunma
··
1 artı 1'leme
·
417 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Selam olsun değerli Cem dostuma. Ve de Hakan Hocama. Bu kitabı okudum. Eğer bir yüz yıl önce yazılmış olsaydı, deli olduğumu söylerdim. Anlatımına. Asla düşürmeden normunda tuttuğu duygularıma yaslanıp. Ama bana çok lineer geldi konusu. FD'nın yaşına bakarak elbette. Biraz buruk kaldım sanki.
Cem okurunun profil resmi
Sizi bekliyoruz Metin hocam:) ben hakikaten bekliyorum :))
9 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.