Gönderi

112 syf.
·
Not rated
Kadın ve erkek, ateş ve su, varlık ve hiçlik, eksik kalmış ve tamamlanmış; konuya ilişkin bunun gibi zıtlıklardan oluşan uzunca bir liste oluşturabilir aslında. Baktığımızda nesillerdir birçok yaratılış hikayesi anlatılır; bizim en aşina olduğumuz ise belki de Adem’in kaburgasından yaratılmış olan ilk insan Havvadır. Doğaya dair kaçınılmaz esaslı bir denge oluşmuş ve erkek kadın ile tamamlanmıştır. İnsanlığın köklü hikayesine atılan bir düğümdür bu. Sonrasında yaşananlar, olacaklar veya doğumlar birer habercidir aslında gidişata. Denge kurulmuştur bir kere, her mücadelede olduğu gibi bu savaşında bir ödülü ve cezası vardır. Galip gelen veya mağdur edilen gibi.. Aşk nedir veya nasıl bir histir? Gerçekten insanın kaçmasının mümkün olmadığı bir olgu mudur yoksa bile isteye kendini ateşe atmak mıdır? Belki de söylendiği gibi yalnızca kimyasal tepkimelerden ibarettir. Peki bu üç harfli kelimeye derin anlamlar yüklemek üzerine edebiyat yapıp sanatla pekiştirmek yalnızca insana özgü bir yokluk hissi midir? İnsan neden aşık olur bu bir ihtiyaç mıdır, peki sevgi ile aşkın farkı nereden gelmektedir? O farkların esaslarına kim karar vermiştir? Ve belki de en önemli soru neden böylesi olasılıklara gebe bir kelimeye bunca anlam yüklemeler? Felsefeye çağının ötesinde kavramlar ve sorgulamalar katarak çığır açan Kierkegaard; bu kitabı ile bir akşam yemeğini anlatır bize. Herkese şarap içme şartı koşan ve içtikçe sözü eline alıp; yaşam, hakikat, insan ilişkileri, benlik algısı, varoluşsal sorunlar veya kadın ile erkeğin dünyası, çekimi, şehveti üzerinde duran sohbette “hakikatin anahtarı şaraptır” mantığı ile dile gelir herkes. Masanın etrafında yer alıyorsanız ve elinizdeki kadehle hülyalı alemlere dalmışsanız artık yapacağınız tek şey sözü ele alıp sohbete tartışmalı bir noktadan giriş yapmak olacaktır.
Hakikat Şaraptadır
Hakikat ŞaraptadırSoren Kierkegaard · Pinhan Yayıncılık · 2016319 okunma
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.