Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Tolerans gösterdiğimi düşünme. Ben sadece senden daha çaresiz durumlarda kaldım çünkü sırf annemin babamın sözünü dinlemek için, sırf onların kıçını kurtarmak adına... dünyayı dolaşsam bir eşini bulamayacağım bir kızdan vazgeçmek zorunda kaldım. Ayrıca hayatta hatır için her şeye alışılır... her şey unutulur. Ama bir an gelir, kendine bakarsın ve artık kendini değiştiremeyeceğini görürsün. Bu nedenle önce kendini tuvalete kapatıp, sonra da eline mikrofonu alarak senin gibilerin evlenemeyeceğini söyleme cesareti gösterebilmeni de takdir ettim." "O halde biliyordun..." "Unutma ki ben her zaman her şeyi bilirim. Ama şunu bilmek istiyorum... bu hayat seçimin. yani eşcinsellik... benden mi kaynaklı, bilmek istiyorum." Orlando çok şaşırmıştı. Bu kelime evlerinde ilk kez telaffuz ediliyordu. Babasının sert görüntüsünün ardında hayatın ve değerini bilemediği bir aşkın ne demek olduğunu iyi bilen bir adam gizliydi. Yıllardır yalan dolanla kandırdığını sandığı, oysa ciğerini bilen bir adam... Ve onu yargılamıyordu, en azından öyle görünüyordu. Ara ara gözlerini kapalı televizyondan ayırıyor, oğluna bakıyordu. "Baba, seninle ilgisi yok... Ben de uzun süre neden böyle olduğumu kendime sordum." "Peki, cevabın ne oldu?" "Sonuçta şanslı olduğum cevabını verdim çünkü en azından nasıl hissettiysem öyle oldum. Bunu yapamayan insanlar var." "Onlardan biri de karşında. Neden bana daha önce anlatmadın?" "Seni hayal kırıklığına uğratmamak için baba." "..." "Özürlerimi kabul ediyor musun öyleyse?" "Sen benim oğlumsun Orlando. Çocuklar söz konusu olduğunda affetmek diye bir şey yoktur." Orlando ona teşekkür etti ama babasına ne sarılabildi ne de tek kelime daha edebildi. Ancak gülümsedi. Babası da ona hâlâ orada olduklarını kontrol etmek ister gibi bıyıklarını sıvazlayarak karşılık verdi. Sonra da saatine göz atıp yola çıkması gerektiğini fark etti. Ninella onu Paura koyunda bekliyordu. Oğlunun omzunu tutup, "Unutma ki sonunda herkes bir bedel öder. Ne kadar çok sevgi verirsen o kadar az bedel ödersin," dedi sadece. Çıkmadan önce herhangi bir pazar günüymüş gibi kıymayı yoğuran Matilde'ye veda etmek için mutfağa girdi. "Araziye gidiyorum, çok kalmadan dönerim." "Dönsen iyi olur Mimì, köfte yapıyorum." "Ama gelmezsem sen yemeğe başla." Ardından yanına gidip ona bir öpücük verdi. Bunu yapmak için kendini zorlamıştı ama affettirecek çok şeyi olduğunu biliyordu. Matilde kızgın olmasına rağmen öpücüğü kabul etti çünkü başka seçeneği yoktu. Rahatsızlık içinde hemen köfte yoğurma işine geri döndü.
Sayfa 287 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.