“Kısacık, 40 yıllık bir yaşam, 17 yıllık yazarlık hayatı, ama dolu dolu ve dev bir eser listesi... Hem de buram buram yaşanmışlık ve bu yaşanmışlıktan doğan derin düşüncelerle dolup taşan muhteşem eserler... Yoksulluk ve kapitalizmin ezilmişliği ile, altın bulma umuduyla soğuğun hüküm sürdüğü Alaska’dan, inci toplama sevdası ile tropik fırtınaların esip savurduğu açık denizlere kadar verilmiş bir yaşam mücadelesi...” İşte Jack London ismini duyduğumda beynimde hızla oluşan düşünceler böyle özetleniyor. Bu muhteşem külliyattan, Borges gibi bir dahinin seçtiği 5 öykü de elbette ki “muhteşem” vasfını pekiştirecek seviyede olacaktır. Nitekim öyle olmuş. Kitapta yer alan 5 öykü de, bu kısacık yaşamın nasıl da dopdolu geçtiğini gözler önüne seriyor. “Mapuhi’nin Evi”nde doğaya karşı verilen çetin mücadeleyi, sanki içindeymişiz gibi anlattığı bir fırtına ile yaşatması ve haksızlığın er ya da geç mutlaka cezalandırılarak hakkın gerçek sahibine bir şekilde döneceğini soluk soluğa okuyacaksınız. “Hayatın Kanunu”nda, ucundan da olsa Tahsin Yücel’in Gökdelen kitabındaki “yılkı insanları”nı hatırladım. Ama buradaki engel farklı: Soğuk. Soğuğa karşı verilen amansız mücadeleden sağ çıkamayacağına karar verilen yaşlıların, yılkı olarak bırakılıp ölüme terk edildiğini anlatan bu hikayede Koskoosh yüreğinizi dağlayacak. Kitaba ismini veren “Midas’ın Müritleri”nde kapitalizmin yarattığı düzensizlik ve eşitsizliğin, hak aradığını iddia eden ve eylemleri vahşetin ötesine geçen bir tarikatça nasıl giderilmeye çalışıldığına ve hırs ve inadın nelere mal olacağına, hayret ve kızgınlık içinde tanık olacaksınız. Son öykü “Gece ve Parıltı”da ise, rekabetin taraflar arasında yol açtığı olayları fantastik bir yorumla okuyacaksınız. Son söz olarak, tek solukta okuyacağınız muhteşem bir kitap... R.I.P London, R.I.P Borges. Sevgiyle...

Midas'ın MüritleriJack London · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016705 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

AyşenErdal