Gönderi

779 syf.
·
Not rated
Acının, üzüntünün, ıstırapın, gerçekliğin, soyutluğun, kısaca dünya denen bu cehennemin tüm inceliğine kadar yazıp altüst etmiş devasa yazarı yüce Dostoyevski.. Son büyük eseri olan Karamazov Kardeşler’den önce Budala’yı da bitirdim. Öncesinde Suç ve Ceza ile ilgili bir inceleme yazmıştım. Gerçi ne yazsak az gelirdi ya! Raskolnikov bir katil olmasına rağmen nasıl da hayran bırakmıştı kendine. Peki ya Budala’daki Prens Lev Nikolayeviç Mişkin onun gibi bir etki bıraktı mı derseniz fazla fazla bıraktı bende. Hiç şüphe yok ki Dostoyevski’nin önceden okuduğum biyografileri, hayatıyla ilgili bilgiler kitaplarını okurken çok işime yaramıştı. Ama özellikle bu kitapta hayatından geçenleri karaktere yüklediğini görmem beni o kadar duygulandırdı ki, sevginin, aşkın, nefretin, saflığın, bu denli saf ve gerçek haliyle öyle bir yansıtmış ki hiçbir zaman unutulmayacak bir başyapıt çıkmış ortaya. Dostoyevski’ nin gerçekte sara hastası olduğunu çoğumuz biliriz. Kahramanımız Mişkin de sara hastasıydı. Evet Dostoyevski kitaplarına zaten hayatından geçenleri yazmakta meşhurdur. Ama bu kitapta Dostoyevski’yi çok fazla hissettim. Özellikle aşk hayatında yaptığı hataların, onun hayatını değiştiren sürgün yıllarının, idamdan son anda kurtulmasının ve daha bir sürü örneği kitapta usta işi bir şekilde yazılmış. Aynı zamanda yazarın çok etkilendiği Gogol, Puşkin gibi önemli yazarlardan alıntılar, bilgiler olsun, yine dönemin zihniyetine, yönetim biçimine yaptığı ustaca ince eleştiriler kitabı alıp zirveye çıkarmış. Baş kahramanımız Prens Mişkin dışında bulunan Nastasya, Aglaya, Rogojin, Lebedev ve daha birçok karakterin ruh halini, içinde bulundukları zihin karmaşıklığını hiçbir yazarın yapamayacağı ustalıkta en derinliklerine kadar inmiştir. Hastalığından dolayı insanların arasında pek bulunmaya alışık olmayan Mişkin, vatanı Rusya’ya döndükten sonra kendisini bulduğu ortamda aşkı, nefreti, dostluğu, ıstırapı en yoğun şekilde yaşamıştır. Kendisine yapılan en ufak iyiliğe karşı canını vermeye hazır olan prensimizin sonunu getiren tabii ki de aşk olmuştur. İnsan ruhunun derinliklerine ustaca inen yüce Dostoyevski son büyük romanından önce yine ölümsüz eserini ortaya koymuş. Dostoyevski’yi okuyun arkadaşlar. Onu anlamak gerçeği anlamaktır, her şeyi anlamaktır.
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225.1k okunma
·
115 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.