Mahvolan bir hayat..
Kuzenimle kitap zevklerimiz çok benziyor. Bu kitabı beğenip tavsiye etmişti. Tek beğenen o değildi. Popüler ve genel olarak beğenilen bir kitap. Ben de merak edip okudum ve sevmedim. Konusu gerçekten güzel ama kitabı genel olarak beğenmedim. Filmi de acayip kötüydü. Kitapla da çok alakası yoktu. Kitaptan ve konusundan biraz bahsedecek olursam :
Dorian Gray 17-18 yaşlarında bakanın dönüp bir daha baktığı çok yakışıklı ve toy bir delikanlı.
Bir gün katıldığı bir davette Basil Halward adında bir ressamla tanışıyor ve ressam Dorian'a aşık oluyor. Ben aslında bu aşkı tam çözemedim. Ressam gay mi yoksa Dorian'a karşı hissettirdikleri bir sanatçının sanatına duyduğu bir aşk mı bilemedim. Okuyanlar gay diyor. Bu beğenmediğim özelliklerden biri. Bir diğeri de kitabın felsefi içeriği. Hedonist bir yaklaşıma sahip olan Wotton 'un düşünceleri içimi kararttı ayrıca sanki çok önemli şeyler söylüyormuş gibi hiç susmaması, hep konuşturulan bir karakter olması da çekilecek dert değildi.
Her neyse Dorian, ressamın yakın arkadaşlarından olan Lord Henry Wotton ile de tanışıyor ve bu tanışma hayatını karartıyor. Basil, Dorian'ın bir portresini yapıyor ve Dorian o an, kendinin yaşlanıp resmin hep genç kalacak olmasına içerliyor. "Keşke resim yaşlansa ve ben hep genç kalsam ."diyor. Bu duası kabul oluyor.
Henry, "dediğimi yap, yaptığımı yapma! "diyenlerden. İğrenç fikirlere sahip ve bunları yapacak cesareti de yok. O da Dorian 'ın kanına girip hayalindeki iğrenç insanın Dorian olmasına sebep oluyor. İşte kitapta o masum,iyimser delikanlıdan ; pislik, yaşlanmayan genç adama dönüşümü okuyacaksınız.
Okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar dilerim.
