Gönderi

Türkiye’de Okur Profili
Öncelikle Türkiye’deki okur profilinin tarifini yapmadan önce, başlığı Türkiye’de okur olmak diye atsaydım ve bu terimi kullanmamın sebebine açıklık getirseydim şöyle olurdu: Ülkemizin okuma oranı düşük olmasından kaynaklanan okur azlığı okurun manzarasına şöyle bir profil çiziyor. Okumayan bir topluluğun içinde okumak, sanki ayıp sayılan ve ortaya çıktığında insanların ondan kaçınması gereken bir durummuş izlenimi veriyor. Veyahut başka bir gezegenden gelen bir canlı o gezegenine ait bir eylemi gerçekleştiriyormuş ta insanların buna yabancıymış gibi olması. Evet ne yazık ki meselenin manzarası bu. Bir de buna okurun kendini okumayan topluma: “bakın ben kitap okuyorum ve kendimi geliştiriyorum, sizlere bir zararım yok” gibi gereksiz bir savunma uğraşı yâda edasıyla onlara kabullendirme cabası eklendi mi, ki tam aksine onların okurlara cehalet dolu oldukları halde kendilerini kabullenme minnetine bürünmeleri gerekiyorken, böyle olması; “merhaba biz uzaylıyız, korkamayın biz dostuz” saçmalığına getiriyor bu işi. İşte bunun tarifi böyle, bir de yazar olmanın tarifini yapsam, ortaya ne trajikomik örnekler çıkar! Yazar olmanın tarifi şöyle dursun, biz okur olma murakabesinden çıkıp şu profili çizelim. Birçok okur profili vardır, bunu sayılarla sınırlandırmak ne kadar doğru olur ayrı bir tartışma meselesi, gene de en çok bilinenlerin üzerinde duralım. Zaman öldürücü okur. Bu okur zaman öldürmek için okuyan, belli bir okuma tertibi olmayan ve okurken de genellikle okuduğunu fazla anlayamayan, okuduğu kitabın ana fikri ile uzaktan yakından bir bağlantı kuramayan okurdur. Gösterişçi okur. Şöyle güzel bir kahve ve kitap resmi hele birde yağmurlu havanın camdaki görüntüsüyle birleşip sosyal medyaya atıldı mı tadından yenmez. Genel olarak okuduğu eserler çok bilindik yazarların çok bilindik eserleri olur. Şöyle bir tavır takınarak kitap seçimi yapar: “Benim vaktim değerlidir madem kitap okuyacağım, o zaman en meşhur kitapları alıp okumalıyım.” Bu okur profili yukarıdaki profille neredeyse aynıdır. Kurnaz okur. Yukardakilerden epeyce yol almıştır. Okurken zamanını öldürmez, bilinçli olarak okur, okuduğu kitapta anlama problemi yaşarsa teknolojinin nimetlerinden faydalanmaktan asla geri durmaz. Bunun yanı sıra internetteki okurların ve eleştirmenlerin takipçisi olup kitap eleştirileriyle okurluk hayatına yön verebilen okurdur. Bu okur teknik analizleri iyi kavrar ve edebiyata düşkün yâda merakı olanlarla çabuk etkileşim kurar. Kıvrak edebi zekâsıyla belli bir kitleyi etkileyebilir. Ve şu meşhur kitap kurdu olan okur. Onu anlatmaya aslında pek de gerek yoktur. Siz onu bir kitap hakkında yâda bir mesele hakkında konuşurken; kitaptan ezberinden okuduğu ibareyi sayfa numarasına kadar belirtmesiyle tanırsınız. Kitap onun için biz Türklerin yemeğin yanında olmazsa olmazı ekmek ve tuz gibidir. Onu her an elinin altında his etmeli. Çok uzak kalmamalı. Sosyal medyada gezinen elinden telefonu düşürmeyen telefon bağımlıları gibi oda kitabı elinden düşüremez. Tıpkı onlar gibi bir kenara indirdiğinde eli istemsizce onu arar. Keşke milletçe en büyük bağımlılığımız bu olsaydı. VEDAT BULUT
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.