Gönderi

Enver Paşa, 8 Kasım 1921 tarihinde av partisine katılmak bahanesiyle Buha­ra'dan ayrılıp, Basmacı'daki harekete katılmak-üzere yola çıkmıştır.11 Enver Pa­şa'nın Basmacı hareketine yakınlık duymaya başladığı tarih hala açıklığa kavuş­mamıştır .12 Buhara'dan yazdığı 16 Ekim 1921 tarihli ilk mektubunda, Kamil'e "silahlı devrimcilerin kampı"na gidip durumları hakkında yerinde incelemeler yapacağını açıkça itiraf etmiştir. Buhara'dan yazdığı 29 Ekim 1921 tarihli ikinci mektubunda ise, Bolşeviklerden tamamen ayrılma kararını açıkça bildirmiş ve şöyle demiştir: "Artık hiç birimiz Rusya'ya gelmemeli. Aynı şekilde babam da gelmemeli. Al­lah'ın izniyle buradaki hayatım tatlılıkla noktalanmış dununda. Mutlu olmak için tekrar birleşeceğiz." Berlin'deki arkadaşlarına yazdığı 30 Ekim 1921 tarihli mektubunda ise ta­hammül sınırına değinerek, Batum, Hive ve Türkistan'dan gelecek yoldaşları, ancak 15 Kasım'a kadar bekleyebileceğini söylemiştir. Bunun yanında Sovyetlerin engellemelerine karşı koymak için Buhara'daki faaliyetleri hızlandırabilirdi. 4 Kasım 1921 tarihindeki mektubunu acele yazdığı anlaşılmaktadır; "Zaman daralıyor. Burada daha fazla bekleyemeyeceğim" Enver Paşa'nın Kamil'e söylediklerinden artık kendini Naciye Sultan ve ço­cukları konusunda kadere teslim ettiği hissedilmekteydi. Enver Paşa'nın Buhara'ya varışı, Basmacı'daki isyanı alevlendirmiştir. Sov­yetler, Basmacı hareketinin takviye edilmesinin ve bu hareketin Semerkant'a yayılmasının Enver Paşa'nın ortaya çıkmasıyla ilgili olduğu konusunda kesin bir kanıya sahipti. 13 Basmacı güçlerini idare etmesi ve Tüm İslam Ordularının Başkumandanı, Halife'nin kayınbiraderi ve Peygamber'in temsilcisi" unvanlarını üstüne alması onu destekleyenlere, popülaritesi artan ve askere kaydedilenlerin artmasında bir dereceye kadar başarılıolan İttihatçıların manevi özü du­rumundaki Pan-Türk idealinin etkileyici bir şekilde gerçekleşmesi gibi görünmüştür. Bu zor planı başarmak için Enver Paşa, ne zaman ve nerede olursa olsun Sovyet karşıtı ayaklanmaları yaymak ve Sovyet rejimiyle rekabet eden Pan-Türkist ve Pan-İslamist ideolojiyi gerçekleştirmek için bütün sancakların harekete geçirilmesini tasarlamıştır. Bu mücadele, Enver Paşa'nın hayatının so­nuna kadar Bolşevik yetkililerle olan ilişkilerini ve bununla beraber diğer faali­yetlerini etkilemiştir. Bu yüzden, Basmacı kampından döndükten sonra, 23 Aralık 1921 tarihini taşıyan ve Duşanbe yakınlarındaki Göktaş'ta yazılmış mektup, Kamil'in Ber­lin'deki adresine gönderilmiştir. Bunun yanında Enver hakkında daha önemli bilgiler 28 Ocak 1922 tarihli mektubunda bulunmakta ve bu mek­tupta şunları söylemektedir: "İlişkiler istediğim şekilde gelişmeye başladı. Herkes istediğim şeyleri yapmak için hazır. Rusya işgalinden son anda kaçan Semerkant'ın doğusundaki Bas­macılar, bu bölgelere casuslar yolladılar... Diğer bölgelerden de casuslar gelecek. Böylece bağımsız Türkistan Devleti kurulacak. On gündür Ruslarla beş kere sa­vaştım. Son çarpışmalarda birçok Rus hayatını kaybetti, 50'den fazla Rus da ya hayatını kaybetti ya da yaralandı. Bizden ise sadece bir kişi çarpışma alanında şehit oldu." Bu sebeple Enver Paşa, Buhara'nın tüm doğu bölümünün yanı sıra, Buha­ra'daki eski emirliğin büyük bölümünü de kontrolü altına almıştı. Bununla be­raber, gerçek durum daha karışıktı. Enver Paşa, bütün operasyonları kendi ida­resi altında toplamak amacıyla tüm Basmacı liderlerini ve kumandanlarını bir a­raya getirmeyi - büyük bir başarıya ulaşmadan- istemişti. Müslüman dünyada büyük prestij kazanmış bu kahramandan gelen yeni tehdit, Sovyetleri endişe­lendirmiştir. 1921 yılının ilkbaharında bir Sovyet gözlemci, Komünist'te (Rus Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin Türkistan Bürosu organı) duruma şöyle değinmiştir: "Bizi korkutan ilişkinin askeri yönü değil daha çok siyasi yönüdür. Enver Paşa'nın geçmiş zaferleri, bir Müslüman devlet adamı olarak hala ücra bölgelerdeki cahil çiftçi kalabalıklarını etkileyebilmektedir." Enver Paşa'nın Pan-Türkist ideallerini gerçekleştirmek için gösterdiği sami­miyete rağmen, yerli Müslüman kitleler genelde söz konusu Pan-Türkist ve Pan-İslamist planlarına aşırı ilgi göstermemiş olabilirler. Mesela, Basmacı hare­ketinde çarpışan Lakay kabilesinin reisi lbrahim Bek, Enver Paşa'yı tahttan in­dirilen eski Buhara Emiri'ne karşı tehlikeli bir rakip olarak görmüştür. Lakay İbrahim, Buhara'nın önceki emirinin himayesindeydi. Bu yüzden, Enver Paşa 3 ay kadar İbrahim tarafından gözaltına tutulmuştur. Sonunda, Kabil'de sürgün­de bulunan eski Buhara Emiri Sa'id Mir Alim Han'ı tanıyan tavırlarıyla güç be­la hapisten kurtulmuştur. Enver Paşa, ne Osmanlı Ordusunun Başkumandan Vekili olma gururundan vazgeçebilmiş ne de hayallerinden sıyırılabilmiştir. Ocak 1922 tarihli mektubun­da Enver Paşa, Kamil'den Ruslara karşı verdiği cesur mücadelelerin, İslam ale­minde veya Osmanlı İmparatorluğu'nda yayınlanan ciddi bir gazete haberi ola­rak verilmesini istemiştir. Bunun yanında, Orta Asya'da süren savaşa karşın, Doğu Buhara ve Dervaz'daki dağ ve vadilerdeki maden kaynaklarını işlemek
·
1 artı 1'leme
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.