Sen hala gerçek aşkı okumadığını mı düşünüyorsun?
Biri bana en sevdiğin kitap hangisi diye sorduğunda hep 
Jane Eyre ve 
Çalıkuşu derim. O yüzden geç de olsa bu kitabın incelemesini yıllar önce yazdığım kağıttan esinlenerek tekrar yazıyorum.
Uzun zaman kitap okumaya ara verdiğim bir dönemde almıştım elime bu kitabı.Hemen bitmesin diye az az okudum, hiç sıkılmadım, yeri geldi güldüm yeri geldi bir baktım ki gözlerimden pıt diye bir gözyaşı düşmüş. O kadar derin bir dönem kitabı.Hatta o kadar etkisinde kaldım ki hakkında çekilmiş tüm dizi ve filmleri izledim.
Öncelikle konusunu çok minimal özetlersek Victoria dönemi İngilteresinde farklı sınıftan iki kişi arasındaki bir aşkı anlatan roman, toplumda yaşanan dini baskıyı, sınıf ayrımını ve erkek üstünlüğünü gerçekçi bir biçimde yansıtıyor.
- SPOİLER -
Baş kahramanız Jane'nin yetim ve öksüz olması, çocukluğundan beri hiç sevgi tatmamış, saygı duyulmamış olması insanı okurken derinden yaralıyor. Çoğu zaman yaşadıklarının bir çocuk olarak çok ağır olduğunu ve buna nasıl dayandığını düşündüm.Gittiği o soğuk rutubetli okulda en yakın arkadaşının ölümüne şahit olmuş bir çocuk olarak hayata tutunuşunu hayranlıkla okudum. Bazen ona sarılmak bile istedim. Benim için çok güçlü ve önemli bir karekter olduJane Eyre... Çünkü bu kadar zor bir dönemde hep dik duruşlu olması ve taviz vermeyişi bir kadın olarak örnek alınasıydı. Ama bazen ona içimden yapma Jane, oraya gitme Jane diye de seslenmedim değil :) Tüm olaylar karşımda yaşanıyormuş da müdahale edemiyormuşum gibi...Bu da yazarın başarısı tabiki.
Beni kitapta en etkileyen isim ise Bay Rochester tabiki. Kitapta yüz hatları çok net tarif edilmiş olmasına rağmen onu bir türlü hayal edemedim. Bir adam kırklı yaşlarında olup hem çirkin hem de bu kadar karizmatik nasıl olabiliyor? Benim bile kalbimi çalıyor insan şaşırıyor doğrusu:) Bende daha çok iç dünyasına odaklandım karekterin. Keşke aklını okuyabilseydim dedim yada kitapta Bay Rochester'ın düşüncelerine yer verilmiş bir bölüm olsaydı dedim.
Gerçek hayatta 40 yaşında bir adamın 18 yaşında bir kızla ne işi olur dye düşünebilirsiniz çok haklı olarak ama buradaki o kadar masumca bir sevgiydi ki... Bir o kadar da nedensiz... İnsan ister istemez bu aşkın tarafı oluyor.
Okurken kendinizi sorguladığınız yerler olucak. Mesela kör ve sakat kalmış bir adamı/ kadını ben hala sevebilir miydim yada evlenebilir miydim? Acaba ben böyle bir şeyi sorgusuz sualsiz yapabilir miydim ?
Kitap bitince içimde oluşan boşluk hissini burda tarif edemicem dostlar:( Ama açıp okumanızı ve o dönem ve şartlarını hissetmenizi şiddetle tavsiye ederim. Yazara da çok teşekkür ederim gerçek ve saf bir aşkı yıllara armağan ettiği için...
"Bütün dünya senden nefret etse ve hepsi yalancı olduğuna inansa bile eğer senin vicdanın rahatsa başını dik tutmalısın."
··
1 plus 1
·290 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.