Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

319 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Genel Bakış.
*Spoiler içerir.* Sanırım
Stefan Zweig
Stefan Zweig
'in beni en hayal kırıklığına uğratan eseriydi diyebilirim. Bunun birçok nedeni var. Örneğin
Stefan Zweig
Stefan Zweig
bir tarihçi olmadığı için anlattığı 14 tarihsel minyatürü asla objektif şekilde ele almamış. Hep bir taraf tutmuş ve o tarafı sonuna kadar savunmuş. Karşı tarafı da sürekli aşağılar nitelikte paragraflar dayamış biz okuyuculara. Sanki olayların bizzat içindeymiş ve sanki oradaki kişilerin duygularını, düşüncelerini bizzat biliyormuşçasına bize aktarması yine ne kadar subjektif bakış açısına sahip olduğunu gösterdi bize. Özellikle ele almam gereken bir konu olduğunu düşünüyorum: İstanbul'un fethi konusu. Fetih konusunu ele alırken Bizans taraftarı olduğunu belli etmiş. En başta Fatih Sultan Mehmet'e ikiyüzlü, (Bknz. sayfa: 45) hülya adamı (Bknz. sayfa: 55) demiş. Yine Türk ordusu saldırdığı zaman yabanıl kurtlar (Bknz. sayfa: 53) gibi bir tabir kullanmış, Bizans'ın gösterdiği en ufak bir hareketi de cesur kahramanlar olarak nitelendirmiş. Bizanslıları yine çok çaresiz insanlar, zavallılar şeklinde nitelendirmiş. Yine fetih sırasında Bizanslılar'ın unutkanlığına gelmiş bir kapının açık kalması yüzünden fetih gerçekleşmiş şeklinde anlatmış. (Bknz. sayfa: 67) Yazar hem Fatih'in çok zeki olduğunu, en ufak ayrıntıyı düşündüğünü, gemileri karadan yürütmesindeki harikalığı vurgulamış hem de kuşatmanın bir kapının Bizans askerlerinin dikkatsizliği yüzünden açık bırakıldığı için gerçekleşebildiğini savunup durmuş. Bu hâlde kendiyle çeliştiğini ve yine taraf tuttuğu için bunu belli ettiğini düşünüyorum. Sanki o kapı açık kalmasaydı fetih gerçekleşmeyecekti gibi konuşmasını da şahsen absürt buluyorum. Savaş ganimetleri konusunda da Türkler'in insanları mal gibi kullanacağından, işe yaramayanları öldüreceğinden söz etmiş. Hâlbuki bu olay Osmanlı'nın hoşgörü politikasına ve İslam'ın ilkelerine uyuşmuyor ki yazar Fatih'i Tanrı'nın sevgili kulu diye nitelendirmiş. Ayrıca Fatih'in Allah'a bağlılığından da bahsedip hemen sonra gözünü farklı şeyler bürümüş birine dönüştürmüş. Yani resmen Fatih'i sanki dinine aslında bağlı olmayan biri gibi tasvir etmiş. Yahut bana da öyle gelmiş olabilir. Bir de şöyle bir konu vardı. Türkler'in saldırısı başlarken öncül birlikler kullanıldığı için yazar bu insanlara yem muamelesi yapıp Fatih'e yine acımasız bir hükümdar yakıştırması yapıyor. Yine bu öncü birlikler için zavallı insanlar, kullanılıyorlar vs. diyor. (Bknz. sayfa: 65) Yine Christop Colomb'a deli muamelesi yapıyor. (Bknz. sayfa: 14) Wilson'ı çok çaresiz, doğru olan şeyi yapmaktan alıkonmuş şekilde tasvir ediyor. Keza Cicero da aynı şekilde. Kısacası bütün bunlar hep yazarın 'bana göre' düşüncesiyle şekillenmiş. Bu görüşler doğru veyahut yanlıştır, buna katılırım veya katılmam buna
Stefan Zweig
Stefan Zweig
değil, ben karar veririm. Bütün bunlardan kitabın hoşuma gitmediği çıkmasın. Kitaba bayıldım. Sadece içerik olarak çok fazla subjektif kalmış. Kitabın içerisinde hem şiir, hem tiyatro olması ayrı hoşuma gitti. Sıkmadan okutturdu kendini.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
gerçekten çok başarılı bir yazar ama başarılı bir tarihçi olmadığı kesin.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarStefan Zweig · Can Yayınları · 20185,6bin okunma
·
301 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.