Gönderi

504 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 43 days
Bu nasıl sevmek?
Uğultulu Tepeler veya diğer adıyla Rüzgârlı Bayır, İngiliz yazarı Emily Bronte’nin tek romanıdır. İngiliz edebiyatının klasiklerinden sayılan eser 1847 yılında , dönemin kadın yazarlarına karşı olan olumsuz tutum nedeniyle, erkek ismine yakın, başka bir isimle yayınlandı. Emily Bronte’nin ölümünün ardından , 1850 yılında yazarın kız kardeşi romanı tekrar düzenleyerek, yazarın adıyla yayınlatarak edebiyat dünyasında yerini almasını sağladı. Radyo ve televizyon oyunlarına, sinema filmine, uyarlanan romanın bir çok dilede çevirisi yapıldı. Uğultulu Tepeler dünyada aşkı en güzel anlatan roman olarak ün yaptı. Her ne kadar aşkı güzel anlatan bir roman olduğu kabul edilsede bende öyle bir etki bırakmadı. Aksine roman boyunca kendimi gergin , mutsuz ve kötü, hissettim. Seven bir insanın bu derece cevresinde ki insanlara kötü davranabilemesini anlamakta zorlandım. Her ne kadar, Catherine aşık olan Heatchifle’e , zamanında çok kötü davranılmış olsa da , bugün ona çok yakın olan kişilere bu derece kötülük yapma hakkı vermezdi. Belki onu bu derece kinlendiren olay, Catherine kavaşamamasıydı. Böylesi tutkulu aşkların zamanla insanda olumsuz duyguların açığa çıkmasına neden olabildiğini bu romanda hoş da olmazsa görüyoruz. Etrafını bu derece rahatsız eden birinin de rahat ve huzurlu olaması elbette beklenemez. Oda hiç bir vakit huzuru bulamadı. Evet romanımız bir aşk hikayesini anlatıyor, fakat kötü bir aşk hikayesini oldukça etkili bir anlatımla okurla buluşturuyor. Sonuçta okuru oldukça etkilemeyi başarıyor. Sade ve akıcı bir anlatıma sahip . Her ne kadar karekter sayısı çok da olsa , roman ilerledikçe herkes yerini buluyor. Roman biterken, küçük Catherine ile Hareton’un arasında yaşanan duyguların, işte bu gerçek ve güzel bir aşkın başlangıçı hissini veriyor. Catherine’nin babası gittiği bir seyehatte , Liverpool sokaklarında dolaşan, kimsesiz bir çoçuğu alarak , Uğultulu Tepe’de yaşadıkları malikanesine getirir. Terketilmiş bu çoçuğu evlatlık edinir. Onu , Kendi çocuklarından hiç ayırmaz. Zaman zaman kendi çoçuklarından bile üstün tutar. Bu çocuk romanımızın baş kahramanı Hethcliff’dir. Babanın beklenmedik , ölümüyle, Hethcliff’i Uğultulu Tepede zor günler bekler. Artık onu koruyan ve kollayan kimse yoktur. Üstelik Catherine’nin abisi Hindley , çingene olduğunu söylediği, bu çocuğu sevmez ve onu istemez. Bu yüzden ona her fırsatta kötü davranır. Onu küçümser ve alay eder. Evde bulunan yardımcıları Nelly çocukla elinden geldiğince ilgilenir. Nelly aynı zamanda romanı anlatan kişidir. Romanın başlangıçında Uğululu tepelere gelerek ,buradaki malikaneye kiralamak isteyen Linton’a ,Nelly burada yaşanan her şeyi anlatır. Aynı zamanda kiracı Linton da romanın diğer anlatıcılarındandır. fakat Roman ağırlıklı olarak Nelly tarafından anlatılır. Romanımızın İkinci kahramanı Catherine’dir. Catherine evin ikinci kız çocuğu, Heathcliff’in tutkulu aşkıdır. Her ne kadar Catherine , Heatcliff’i sevsede evde söz sahibi olan abisi Hindley’dir. Roman boyunca kadınların hiç bir konuda söz sahibi olmadığı gibi, erkekler tarafından çok kötü davranışlara maruz kaldıklarını görmekteyiz. Doğal olarak abisinin , Heatcliffe karşı olan kötü davranışlarına müdahale edemez . Catherine, Heathcliff ile vakit geçirmekten, onunla dolaşmaktan hep hoşlanır. Catherine için evlenme gündeme geldiğinde ise komşularının oğlu zengin ve yakışıklı aynı zamanda eğitimli genç Edgar Linton’u seçer. Catherine’in Heathcliff’e evlenecek kişi olarak görmez , onu yanına yakıştırmaz. Catherine bu kararının acısını sonradan açı bir şekilde yaşayarak anlar. Tutarsız ve kararsız bir sevgi onlara aynı şekilde dönüş yapar. Bu duruma çok içerleyen Heathcliff orayı terk eder. Yıllar sonra varlıklı ve gösterişli şekilde Uğultulu Tepelere döner. Bundan sonra kendisine yapılan tüm yanlışların intikamını kendisine yakın olan herkesten çıkarmaya başlar. Bu aşk onu intikamcı, kaba ve itici bir karektere dönüştürüyor. Sanki bu kişilik ona oturmuş onu tamamlamış gibi onunla bütünleşmiş. Onda hiç sırıtmıyor. Kim bilir belki genlerinden gelen bir özellik de bu kişiliğin oluşmasında etkili olmuş olabilir. Tutkulu bir aşkın insanı nasıl değiştirebileceğinin güzel bir örneği. Tutkulu aşklar her daim insanı güzel duygularla donatmıyor. Kimi insanlarda Heathcliff’de olduğu gibi intikamcı ve çevresine kötü davranan bir karaktere dönüştürebiliyor. İyi ki okudum, dediğim romanlardan biri oldu. Tavsiye ederim.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Bordo Siyah Yayınları · 201542.7k okunma
··
254 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.