Gönderi

Bu çalışmada okuyucunun dikkatini çekecek olan hususlardan biri de, Fizik'ten yapılan uyarlamalardır. Bu sebeple herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek üzere kısa bir açıklamada bulunmak isterim. ... 2: Fizik'ten sosyal bilimlere terim aktarılması, genellikle, "Fizikalizm" kuşkusuyla karşılanır, çok kere de damgalanır ve reddedilir. Fakat bu, çok aceleci ve peşin bir hüküm olacaktır. Bizim bu teşebbüsümüz bir Fizikalizm olarak algılanmamalıdır. Fizikalizm, ruhî ve sosyal olanlar da dâhil olmak üzere, varlık küresinin ve oluşlar kümesinin tamamının "fizik"e indirgenebilmesi anlayışı çerçevesinde bir anlam ifade edebilir ve ancak, "cansız varlıklar alanı" için geçerli olabilir. Canlılık, cansızlık'tan, özü "kendiliğinden davranış" olan şu üç temel konuda kesin bir farklılık gösterir: Korunma, beslenme, üreme. (Uexküll'ün üç çember teorisi). Binaenaleyh, fizikalizm, değil insan alanını, genel canlı alanını dahi açıklayabilmek durumunda değildir. Bir yandan, fiziksel varlık-küresi içinde bulunan "insan alanı", ne fizik'ten tam anlamıyla bağımsız, ondan tam anlamıyla kopuk, onunla bir 'radical interrupt' içerisindedir, ne de diğer yandan, onun tam bir parçasıdır. Bu sebeple, bizim burada yapmış olduğumuz, bir fizikalizm değildir; ancak "bu-dünya"daki hiçbir şeyin külliyen fizik'ten kopuk olduğu da düşünülmemelidir. 3: Özellikle 17. yy'dan itibaren fen bilimlerinde, ama özellikle Fizik'te elde edilen büyük başarılar, sosyal bilimler üzerinde büyük bir etki alanı hâsıl etmiş ve bunun sonucunda, iki şey hasıl olmuştur: a: Sosyal bilimler, metod olarak, fen bilimlerini örnek ve model almışlardır [Örnek: Sosyal bilimlere matematiğin girişi (istatistik gibi), saha çalışmalarının, 'laboratuvar' fikrinin, 'test etme' fikrinin girişi. (tecrübî sosyoloji, tecrübî psikoloji...)] b: Sosyal bilimler, Fizik başta olmak üzere, fen bilimlerinin bulgularından, verilerinden, onlar tarafından kurulan teorilerdeki birçok kavramdan etkilenmişler ve bu etki altında sistemler ve felsefeler oluşturulmuştur. Meselâ, Mekanistik (Klasik) Fizik anlaşılamadan, bir ondokuzuncu yüzyıl felsefesi anlaşılamaz. Klasik Fizik'teki 'determinizm', 'atalet' vb. kavramlar, Pozitivist ve Marksist felsefe'nin âdetâ belkemiğidir. Newton anlaşılamadan, Kant anlaşılamaz. Kant'ın idealinin, Newton'ın Fizik'te yaptığı devrimin bir benzerini Felsefe'de yapmak olduğu, yeterli bir örnek olabilir. Örnekler çoğaltılabilir: Kuantum Fiziği'nin Kuantum Sosyolojisi'ni doğurması, Modern Fizik'in İndeterminizm İlkesi'nin bütün sosyal bilimlerdeki derin tesiri... ilh.
Sayfa 28 - KOCAV Yayınları, Ocak 2014 İstanbul, Önsöz
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.