Gönderi

140 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 24 hours
Cinsellik Karşıtlığı
Tolstoy'un beni şaşırtan fikirlerini de barındıran bir roman oldu. Kadın erkek ilişkileri, cinsel ilişkiler, doğum, aşk ve aldatmaya dair önemli noktalara değinilmiş. Kitap, bir kadının birkaç adamla aşk ve evlilik üzerine tartışmalarıyla başlıyor. Mesela kadın romantik aşkı ve evliliğin aşkın sonucu olduğunu savunuyordu (kadına katılıyorum). Trendeki diğer birkaç erkek de kadına karşıt görüşlerini dile getiyorlardı (ataerkil yaşlı amcanın fikirleri beni deli etti). Yine de tartışma okumayı sevdiğim için kitap beni direkt içine aldı. Daha sonra trene binen Pozdnışev diye biri trende oturup bu tartışmayı dinleyen baş karaktere kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Pozdnışev karısını öldürmüş ve nasıl bu hale geldiğini baş karaktere anlattıklarıyla öğreniyoruz. Pozdnışev bana bazı fikirleriyle
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in Portresi
'ndeki Lord Henry karakterini hatırlattı. Aşka ve evliliğe dair görüşleriyle mesela. Aşkı bedensel arzunun yüceltilmiş; abartılmış; süslenip püslenmiş hali olarak görüyor. Bu görüşte
Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar
'daki Bazarov'u da hatırlamamak elde değil. Bu aşk fikrine hiç katılmasam da Pozdnışev'in pek çok fikrinde ortaklaştım. Anti natalizm üzerine argümanları çok iyiydi, okurken tatmin oldum. Soyumuzun devam etmesi gerekmiyor bence de, başımız arşa erecek değil. İnsan yine insan doğuruyor sonuçta. Ve her doğan insan mutlaka acı çekiyor. Acı, hazdan daha çok iz bırakıyor; buna gerek var mı? Yok bence. Ayrıca kadınlara (bazı kısımlar hariç), cinsiyetler arası rekabete dair analizler de çok yerindeydi.Tolstoy okumayı neden sevdiğimi bir kez daha anladım. CİNSELLİK KARŞITLIĞINA YORUMLARIM: Tolstoy, kendi fikirlerini bu karaktere fazlasıyla yansıtmış. Karakter ara ara ataerkil bir izlenim verse de fikirlerinin altyapısı daha farklı diye düşündüm. Nitekim kitabın sonunda yazılan son sözde de Tolstoy, saf Hristiyan öğretisini benimsediği için bu fikirleri savunduğunu belirtiyor. Aşkı cinsel bir istek, cinsel ilişkileri de ahlaksızlık olarak görüyor, dolayısıyla çocuk yapmayı da. Bekarların bekar ve cinsellikten uzak durmasından yana. Evlenenlerin de bu hataya düştükten sonra cinsel ilişkiden uzak durup Tanrı'ya ve insanlığa hizmet etmesi gerektiğine inanıyor. Dindar biri olduğu için Tolstoy'a saygı duyuyorum. Ancak bu, bana göre (psikanalize göre de böyledir) büyük bir obsesyon. İnsanlar cinsel dürtülerinden asla tamamen arınamazlar ve bundan kurtulmaya çalışmak insanın kendine işkence etmesinden başka bir şey değildir. Ve bir din, insanın kendine işkence etmesini emrediyor olamaz. Sadece kendi arzularımız ve çevremizin istekleri arasında denge kurmamızı emredebilir.
Sigmund Freud
Sigmund Freud
'un ego dediği de id ve süperego arasında dengeleyici bir konumdadır. Ve ego; id ve süperego arasındaki dengeyi sağlayabildiği sürece kişi psikolojik anlamda sağlıklıdır. Cinselliği tamamen reddetmek, benliği süperegonun denetimine vermek ve idi yok saymak olur. Bu da psikolojik bir sıkıntıyı doğurur. Bir din, insanın psikolojik sağlığının bozulmasını doğru ve ahlaklı kılamaz. Bir din ancak bunun ölçüsünü korumayı emredebilir. Kontrolsüz cinsellik elbette insana zarar verir, bu psikolojik açıdan da böyledir. Ancak cinsellikten tamamen uzak durmanın da en az bunun kadar zararlı olduğunu düşünüyorum. Bu, sevdiğimiz bir yemeği dinin böyle emrettiğine inanarak yemememiz gerektiğini düşünmek kadar saçma görünüyor. İnsan hiç kimseye zarar vermemesine rağmen neden kendine zarar versin ki? Bir şeyden zevk almak, diğerlerinin maddi manevi, bireysel ya da toplumsal açıdan zararına sebep olmuyorsa neden dinen yasak olsun? Bu mazoşizmdir, din bu olamaz.
Kreutzer Sonat
Kreutzer Sonat
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910.7k okunma
·
123 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.