Gönderi

272 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Böylesine bilindik, herkesçe okunmuş klasikleşmiş bir kitap için “Evet, çok güzeldi tavsiye ederim.” gibi cümlelerin artık bir önemi kalmadığını düşünüyorum. Ve yorumumun geri kalanında da muhtemelen spoiler olacak durumlardan bahsedeceğim için önceden uyarayım dedim. - Geçenlerde bir arkadaşımın tavsiyesi ile “Raw” filmini izlemiştim. Film inanılmaz rahatsız edici, mide bulandırıcı, insanın sinirlerini bozan bir filmdi ve ilginç bir şekilde (bu işin bencesi) amaçlanan da buydu. Yönetmen ve yazar Julia Ducournau amacına en azından benim üzerimde ulaşmıştı. Bu kitabı okurken de aklıma geldi, acaba amaçlanan da bu muydu? Okuyucuyu krizden krize sokmak, rahatsız etmek.. Masum bir varlığa her sayfada iblis diye yer vermek.. Tek bir düşünceye odaklanarak kendini körleştirmiş bir adamın, asıl hatasını ne zaman anlayacak, diye çevrilen sayfalarda yaşanan o hüsran.. Bu kitap başlı başına beni en çok yoran kitap oldu. Kitabı okurken; yazıldığı dönem, yazarın kim olduğu, hayat şartları, kitabın asıl anlatmak istediği düşünce gibi önemli detaylar bize verilmişti. Evet kesinlikle bi kitabı yargılamadan ve onun hakkında eleştiri yapmadan önce bilinmesi ve incelenmesi gereken şeyler vardır. Fakat benim için daha da önemli olan şey kitabı okurken neler hissettiğimdir. Kitabın çok önemli bir eser olmasından ziyade geri dönüp baktığımda hikayenin detaylarını değil bana ne hissettirdiğini hatırlarım. Ve burda da bir insanın bu denli akılsızca davranışları yüzünden yıllarca acı içinde yaşayan asla sevgiyi tadamamış bu insanın “canavar, iblis, çirkin” olarak kitapta yer alması, hiçbir karşılaştığı insanın anlamaya, yardım etmeye çalışmaması asıl iblis denilen varlığın insanlık olduğunu bize gösteriyordu.
Frankenstein ya da Modern Prometheus
Frankenstein ya da Modern PrometheusMary Shelley · Can Yayınları · 201814.2k okunma
·
100 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.