Gönderi

212 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
225 günde okudu
"Aşk, hayat demektir. Baharın gelmesi, yeşilin güçlenmesi, sarının ışıldaması, mavinin açılması, turuncunun ısıtması, dünyanın renklenmesi demektir. Birine ya da bir şeye duyulan aşk, büyük bir motivasyon kaynağıdır. Hepimiz içimizdeki gücü onunla tanırız. Sınırlarımızı onunla aşarız. Kendimizi yeniden keşfederiz. " (Batı Resminde Aşk ve Bazı Küçük Felaketler, Epsilon Yayınevi, 2. Baskı, Mayıs 2021, syf 13.) " ...Ve aşk, ölüm demektir. Kışın gelişi, grinin güçlenişi, sarının solgunluğu, mavinin en koyu tonu, siyahın yok edişidir. Önce aydınlattığı hayatı ansızın karartandır. Birine ya da bir şeye duyduğumuz aşk, olanca yaşam enerjimizi ve motivasyonumuzu bir vampir gibi emebilir. İçimizdeki gücü onunla yitiririz. Sınırlarımıza hapsoluruz. Kendimizi kaybederiz. Kadından, erkekten, hayvandan, sanattan, doğadan ve Tanrı'dan ırak düşebiliriz." (Batı Resminde Aşk ve Bazı Küçük Felaketler, Epsilon Yayınevi, 2. Baskı, Mayıs 2021, syf 93.) Kitabın iki farklı kısmında yer alan bu iki alıntıyla başlamak istedim yorumuma. Çünkü kitap aşkı ve bazen aşkın beraberinde getireceği felaketleri, resim sanatını baz alarak güzel bir şekilde işlemiş. Sanata ve sanat tarihine ilgim var, fakat konu hakkında çok fazla bilgi birikimim olduğunu söyleyemem. Kitap bu açıdan beni çok tatmin etti. Okumak için bir bilgi birikiminiz olmasına gerek yok, fakat okuduktan sonra kazanımlarınız olacağı kesin. Kitap, birçok resmin açıklamasını yaparken aynı zamanda resimlerdeki belli  sembollerin nasıl yorumlanacağı konusunda da bilgilendiriyor. Örneğin; Yanan mum, Tanrı'nın her şeyi gören gözü, Köpek, sadakat Keklik, şehvet, Palmiye, şehitlik/zafer, Terliklerin çıkarılması ve devrik sandalyeler, cinsellik gibi. Aynı zamanda, resim sanatındaki akımlar hakkında da bilgi sahibi oldum. Rokoko, Barok'un ardından kasvetten, ciddiyetten sıkılan Avrupa insanının eğlenceli konulara, yasak aşklara ve burjuva sınıfına yöneldiği sanat akımıdır. Sürrealizmde, genellikle birbiriyle alakasız nesneler ve fikirler beklenmedik yollarla biraraya getirilerek kompozisyonlar oluşturulur. Ekspresyonizmde (dışavurumculuk), sert konular ve duygular işlenir. Aşk acısı, nefret, ölüm ve toplumdan dışlanmış kişiler gibi. Sembolizmde ise doğaüstü olaylar ve figürler işlenir. Mitolojik olaylar ve kahramanlar, cinler, periler gibi. Öpücük (Francesco Hayez), Yport'ta Düğün Yemeği, Kral ve Dilenci, Öpücük (Gustav Klimt), Doğum Kutlaması, Zaman Aşkın Kanatlarını Kesiyor, Son Moda Evlilik, Ophelia, Eşit Olmayan Evlilik, Shalott'un Leydisi, Yeşil Ceketli Kadın kitapta işlenmiş olan ve benim en beğendiğim resimlerdi. Ressamlardan da özellikle zaten Evlilik İmzası resmiyle bildiğim Edmund Leighton'un tarzını çok sevdim. Altı tablodan oluşan "Son Moda Evlilik"i de anmadan geçmeyeyim. Kitapla ilgili söyleyebileceğim olumsuz bir şey var. Ne yazık ki; bazı resimlerin ebatlarında bir sıkıntı vardı. Yazarın bahsettiği detayların bazıları, resimlerdeki ebat sorunundan dolayı görünmüyordu. Aynı zamanda resimlerin renklerinin koyu basılmış olması da bazı detayların görünememesinde etken olmuş. Eğer ki sanata ilginiz varsa fakat çok da bilginiz yoksa bu kitabı okumanızı önerebilirim. Ben çok beğendim. İyi okumalar dilerim.
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.