İnsanlar birbirlerine karşı nasıl da zalim olabiliyor...
Amerikan edebiyatında yer alan özgürlük ve kaçışla ilgili en kalıcı hikaye olarak da anılan Huckleberry Finn'in Maceraları, Mississippi'deki küçük bir kasaba yaşamını anlatan bu kitap Tom Sawyer in devamı niteliğinde görülmektedir. Renkli karakterler, boş inançlar ve maceralarla dolu olan Hucleberry Finn'in Maceralari ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır.
Tom tarafından örgütlenen, kana susamış çocukların eşkiyalık ve fidyeyle kurtarılma oyunu, Huck'ın alkolik, şiddet uygulayan babasından kaçışını da konu alırken, kaçak köle Jim'le bir araya gelir ve birlikte Mississippi nehri boyunca yolculuk ederler. Yol boyunca yerel halktan çeşitli insanlarla, nehir kenarında yaşayan halktan iyi-kötü insanlarla karşılaşırlar ve hayattaki dışlanmışlığın en olağan hâllerini sunar...
Toplumun ve insanların ırkçılık ve önyargılarını yorumlayan roman, özgürlük için mücadele eden siyahi genç Jim'in hikâyesini de anlatırken Mississippi Nehri'nin arka planında, kitaptaki karakterlerin özgürlüğe giden yolculuğunu aktarır. Mississippi Nehri'ndeki kasabadan gelen bir çocuğun kaçak bir köleyle birlikte nehirde seyahat etmesini ve Tom Sawyer'ın karşılaştığı maceraları anlatır ki maceralarının çoğu komiktir. Huck anlattıklarıyla ani geçişler sunar, bu geçişlerin zıtlıklarıyla saflığın oluşturduğu mizahi bir etki vardır kitapta. Aslında hikayede, geleneksel ahlak ve toplumsal ilişkiler baz alınırken, ikiyüzlülere, adil olmayanlara, yalancılara, ve gaddarlara, herhangi bir doğrudan eleştiriden ziyade dolaylı yollarla ince ve alttan alta ahlaki bir ciddiyet sunar. Yine Mark Twain i severek okudum, yoğun dönemimin rahatlatan kitabı oldu...