Gönderi

180 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Rusya'da yaşayan bir avuç insanın öyküsü. Bazı öyküler öyle olur değil mi? Herkesten uzakta bir köy, köyde bulunan bir ev ve o evde yaşayan bir avuç insan. Aynı yüzler, aynı kişiler. Bu, kimi insanda boğucu hisler uyandırırken kimi insanda da huzurlu düşünceler oluşturur. Fakat şu da vardır ki en ihtişamlı saraylardan tutun normal bir evde dahi bir durgunluk noktası; o aynı yüzler, aynı kişiler diye tabir ettiğimiz bir insanlar vardır. Bir Avuç İnsan'da bu başlıca yansıtılan duygular arasında geliyor, her ne kadar olayların gelişimi dolayısıyla geri planda kalmış gibi olsa da. Bu duygu önemli çünkü kitabın isminde dahi o sıcaklık yok mu sizce de? Bir avuç insan... Birinci Dünya Savaşı sıralarında Rusya'da yaşayan bir ailenin yaşadıklarının serüveni bu. Nathalie'nin ve Adişka'nın aşkının öyküsü aynı zamanda da. Sizce bir aşkı güçlendiren, kuvvetlendiren tabiri caizse daha 'dayanılmaz' hale getiren olgular nelerdir? Bu olguların içinde ayrılık ve kavuşamamaktan ileri gelen bir zorlanma duygusu benim nazarımda önemli yer tutar. Bir Avuç İnsan'da bunun acılı örneklerine çokça rastlanabilir. Bilindiği gibi o dönemde Rus Devrimi dolayısıyla insanlar önceki gibi rahat değildi. Bunu söylerken de Gorki'nin Matyev Kojemyakin'de Rus insanı hakkında söylediği şey aklıma geliyor: ''Rus insanının tek problemi fazlasıyla rahat olmasıdır.'' Şüphesiz o devirlerde cümlede bahsedilen rahatlıktan insanların içinde zerre kalmamıştı. Olaylardan haberi olmayan insanda dahi aynı durum geçerli idi ve halk ne yapacağını bilemez duruma gelmişti desek doğru olur. Bu devrimle birlikte Rus insanının içinde bulunduğu karmaşa ve kararsızlık da oldukça iyi yansıtılmış. Başarılı bir komutan olan Adişka kimi zaman bu kafası karışmış durumda olan insanlarla konuşmaya onların isteklerini dinlemeye çalışmıştır. Çünkü onun içinde bir insan sevgisi vardı ki her türlü insan onun gözünde değerli ve bir idi. Bu kişi ister onun yanına gelen bir köylü olsun ister bir memur durum aynı idi. Hikayenin gidişatı, bu bir avuç insanın yaşamı ve Nathalie ve Adişka'nın aşkı öyle evreler geçirecektir ki okuyucu bu evreleri soluksuz okuyacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca eserde şuna da değinilmiş: Bir devrimin kanlı, savaşlı ve vurdulu kırdılı olması ne kadar doğru? Böyle olursa eğer bir devrim, masum insanların hayatı söz konusu ise bu yaşamlardan daha önemli bir olgu olabilir mi? En etkili devrim zaten insanlarla birbirine girmek değil de mesela bir beyin fırtınası yapmak değil midir? Onları ikna etmek değil midir? Bu durumun gerekliliği hikayedeki olay gidişatı ile öyle güzel verilmiş ki okuyucuya; ne açıktan bir mesaj verme çabasına girilmiş, ne de mesaj çok derinlere gömülmüş. İki insanın aşkı, bir avuç insanın yaşamı ve Rus devrimi. Bu üçlemenin ortak bir noktasıdır diyebiliriz bu eser için.
Bir Avuç İnsan
Bir Avuç İnsanAnne Wiazemsky · Can Yayınları · 200218 okunma
·
64 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.